UZAY KÂŞİFLERİ

12. Bölüm: "Yansıma"

☯

Lanetin senin sonun olacak...

Benim sonum olacaktı. Bunu hissediyordum zaten.

Ama bunu yazan kim? Biri benimle çok pis alay ediyor.

Ya da gerçeği yüzüme vuruyordu.

Ürperdim.

Gözlerimi yumarak, derin nefesler almaya çalıştım.

İlk hedef; bunu kimin yaptığını bul.

İkinci hedef; bulduğunda hiçbir bok yapma.

Üçüncü hedef; ilk iki hedefi siktir et. Ve Kral Ediz'in yanına git.

Üçüncü hedefi seçerek odamdan ayrıldım. Kral Ediz'e gitmekle doğru mu yapıyordum acaba? Direkt Prenses Kamer'in yanına mı gitseydim acaba?

İlerlemeye devam ettim. Etrafta hiç kimse yoktu. Neredeyiler acaba?

Kral Ediz'in odasının önünde durdum. Küçük bir dert için onu rahatsız etmeye ne hakkım vardı?

Dertlerini küçük görme. Dertlerini küçük görme.

İçimden bu sözü tekrar ettim.

Elimi yumruk yaparak havaya kaldırdım. Kapıya vuracağım sırada, "Kâşif Ateş?" diyen kişiyle vurmadım.

"Prenses Mira?" diye sorarcasına bedenimi ona döndürdüm.

"Ne yapıyorsun burada?" Şaşkınlıkla bir bana, bir de kapıya baktı.

Yakalanmanın etkisiyle boğazımı temizledim. "Kral Ediz'e bir şey soracaktım. Ama kararsız kaldım aslında."

"Yardım edebileceğim bir konuysa eğer ederim." Güven verircesine tebessüm etti.

Şaşkınlıkla baktım. "Gerçekten mi? Yardımcı olur musunuz bana?" Sesimin hevesli çıkmasına engel olamadım... Ağırdan alsaydım bari kendimi...

Başını aşağı yukarı yavaşça salladı. "Olurum tabii. Neden olmayayım?"

"Çok teşekkür ederim." Sevinçle gülümsedim.

"Bahçeye inelim mi? Yürüyüş de yapmış oluruz." dediğinde onayladım onu.

Prenses Mira ile beraber bahçeye ışınlandık.

Bahçede biraz yürümeye başladık. "Ne hakkında soracaktın?" diyerek konuşmayı başlatan ilk o oldu.

"Bunu daha önce size söylemediğim için bana kızmayın lütfen." dedim mahcup bir şekilde.

Sessizce beni dinliyordu.

"Alev Büyücüsü diye birini tanıyor musunuz?" diye sormamla şaşkınlıkla bana baktı.

"Sen onu nereden biliyorsun?" diye sordu.