17. Bölüm: "Ruhumun Yankıları"

14 4 32
                                    


Koşuyordu. Uçsuz bucaksız olan bu ormandan koşarak kaçıyordu.

Sürekli arkasına bakıyordu çünkü ona yetişeceklerinden korkuyordu.

Ağlıyordu. Ağlamaması için bir neden yoktu. Daha 6 yaşındaydı. Korkması da normaldi. Özellikle de yeni babasından.

"Çocuk, buraya gel!" diye bağırıyordu yeni babası.

Çocuk cevap vermeden koşmaya devam etti. Ayağı takılıp yere düşecekti ki kendini zor zapt etti. Düşmeden koşmaya devam etti.

İçinden, "Anne, beni kurtar!" diye yalvarıyordu.

Annesi neredeydi bilmiyordu. Babası arkasında kalmıştı. Onu öldürmüşlerdi. Hem de küçük çocuğun gözlerinin önünde.

Babası ona kaçmasına yardım etmeden hemen önceydi. Kaçmasını başardığı gibi silahla sırtından vuruldu.

Küçük çocuk içinden sayıklamaya devam etti: "Baba, lütfen yardım et bana. Korkuyorum." Gözlerinden yaşlar şiddetle akıyordu. Dur durak bilmiyordu.

Babasını istiyordu.

Ama babasının öldüğünü bilmiyordu. Anlayabilecek yaşta da değildi.

Titriyordu.

Gökyüzündeki bulutların birbirine çarpmasıyla, gökgürültüsü oldu. Çocuk irkilerek koşmaya devam etti. Gözlerinden şiddetli yaşlar akmaya devam etti.

Titremesi devam ediyordu. Bilinmezlik onu daha da korkutuyordu. Ölmenin ne demek olduğunu bilseydi, "öleceğim" derdi kendine. Ama ölmeyecekti.

En azından bedeni ölmeyecekti, ruhu hep ölü olacaktı.

İyileşmesine de izin vermeyeceklerdi. Suçsuz olmasına rağmen her türlü günahın bedelini o ödeyecekti.

Ona yalan yanlış şeyler öğreterek büyüteceklerdi.

Çocuk bunu bilmeden koşmaya devam etti. Ormanın içini çok iyi biliyormuş gibi koşuyordu.

Oysaki bilmiyordu. Bilmek de istemiyordu. Bu orman ona ürkütücü geliyordu.

Başına en çok korktuğu şey gelmişti: kaybolmuştu.

Çocuk, ormanın içinde kaybolmuştu. Kendi içinde de kaybolacaktı.

Kalbi çok hızlı atıyordu.

Çocuğun önüne birinin çıkmasıyla, çocuk korkudan çığlık attı. Geri adım attı.

Onu bulan adam, "Sonunda yakaladım seni," dedi. Çocuk ürkek adımlarla geri  gitmeye devam etti.

Ta ki sırtının birine çarpmasıyla durdu. Arkasına döndü ve bir adım daha geri gitti.

"Buldum seni, oğlum..." Çarptığı adam ona doğru ilerlemeye başladı. Çocuk geri geri gidiyordu.

"Babamı istiyorum!" dedi çocuk, titrek sesiyle. Ağlamaya devam ediyordu.

Ağlamanın bir çözüm olmadığını anlayacaktı ama şu an anlamayacaktı.

"Senin baban artık benim! Benden başka baban olmayacak!" Öfkeyle küçük çocuğa ilerlemeye devam etti. Küçük çocuk korkuyla ona doğru ilerleyen adama baktı.

UZAY KÂŞİFLERİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin