Taehyung, hastaneden çıkmış ve Jisoo'nun evine yemeğe gitmişti. Jisoo, mutfakta hazırlık yaparken Taehyung mutfak tezgahına yaslanmış, gülümseyerek onu izliyordu.
"Jisoo, sana yardım etmemi ister misin?" diye sordu Taehyung, göz kırparak.
Jisoo gülümseyerek, "Hayır, Taehyung. Sonunda seni burada sapasağlam görmek yetiyor. " dedi ve hafifçe güldü.
Taehyung kıkırdayarak, "Evet, mutfak becerilerimin pek iyi olmadığını kabul ediyorum. Ama belki salata yapabilirim?"
Jisoo, elindeki bıçağı tezgaha koyarak, "Salata mı? Hadi bakalım, göster bana neler yapabileceğini. " diyerek ona malzemeleri gösterdi.
Taehyung yavaş ve özenli bir şekilde salata yapmaya başladı. Jisoo Taehyung'un salataya ne sıktığını fark edince kahkahalarla güldü. "Bu salata ekşi değil tatlı olacak sanırım!"
Taehyung kaşlarını kaldırıp sordu. "Neden?"
"Portakal."
Taehyung elindekini ağzına götürüp tadına baktığında Jisoo'nun sırıtışı daha büyümüştü.
"Ah, cidden mi? İkisi de sarı işte!" dedi.
Bir süre sonra yemek hazır oldu ve ikisi de masaya oturdu. Jisoo, derin bir nefes alarak önce Taehyung'a, sonra dışarıya baktı. Dışarıda sağanak bir yağmur vardı. Gök gürültüsü ve delice yağan yağmurun sesine rağmen ortam sıcacıktı.
Taehyung elini çenesinin altına koyup Jisoo'yu izlemeye başladı ve gülümsedi. "Tıpkı o günkü gibi."
Jisoo gözlerini pencereden çekip kendini izleyen gözlerle buluştuğunda hafifçe kızardı. "O gün?..."
"Seninle tanıştığımız gün."
"Ah evet." O günü anımsamasıyla yüzü garip bir hal almıştı. "Gerçekten berbat bir gündü, değil mi?" Taehyung'un soğuktan titreyen bedeni gözlerinin önüne gelmişti.
"Bence harika bir gündü." Jisoo'nun şaşkın yüzüne gülümseyip önüne baktı. "Sanırım o gün sana aşık olmuştum."
Jisoo dudaklarını birbirine bastırıp zoraki bir gülümseme gösterdi. Şaşırdığını belli eden bir gülümseme...
Bir süre sessiz kaldılar, sadece yağmurun sesi ve birbirlerinin varlığıyla huzur buldular. Taehyung, gözlerinde bir parıltıyla Jisoo'ya baktı ve hafifçe gülümseyerek, "Biliyor musun, Jisoo, o gün bana sıcak çorba getirirken yüzündeki ifadeyi hala hatırlıyorum. O kadar endişeliydin ki..."
"... Biliyor musun, sanırım ben de o gün senden hoşlandım. Aşık olmak mıdır bilmiyorum o gün zihnimi dolduran tek şey sendin."
"..."
"Ancak o günün akşamında annemler benimle Jungkook hakkında konuşmuştu. Ailem için olması doğru olan kişi bana kendi duygularımı unutturdu. Onu sevmeye çalıştım, kendimi de onu da kandırdım..."
Jisoo'nun dolan gözlerine hafifçe gülümsedi. "Ama şu an burada olan benim değil mi?" Ve eliyle yavaşça göz yaşlarını sildi.
"Evet."
"Ancak bu durum hala canını sıkıyor."
"Hayır, ben iyiyim."
"Babamla konuşmama ne dersin." dedi gülümseyerek.
"Hayır, teşekkürler ederim. Benim yüzümden babanla yüzleşmeni istemiyorum."
"Senin için her şeyi yaparım." İçinden geçen ise onu o korkunç aileden kurtarmak için yapabilecekleriydi.
Jisoo bir süre sessiz kaldıktan sonra ortamı sırıtışıyla bozdu. "Her şeyi mi?"
Taehyung Jisoo'nun sırıtışının altındaki düşünceleri okumuştu. "Evet, her şeyi. " dedi, gözlerinde ciddi bir ifade ile. "Senin için yapamayacağım hiçbir şey yok."
Jisoo, dudaklarında bir gülümsemeyle, "O zaman... belki de burada kalmanı ve bu geceyi benimle geçirmeni isteyebilirim. " Ama ardından hemen utangaçça başını eğdi, gözleri yere sabitlendi. "Şey, yani, sadece bir arkadaş gibi..."
Taehyung, Jisoo'nun bu cüretkâr teklifine şaşırmış, ama aynı zamanda heyecanlanmıştı. "Gerçekten mi?" diye sordu, gözleri parıldayarak.
"Evet... "
"Arkadaşça mı?" Jisoo'nun kızaran yüzünün biraz daha kızarmasıyla küçük bir kahkaha attı. "Elbette."
"Burada benimle kalırsan çok mutlu olurum. Zaten daha iyileşmedin." Jisoo durumu toparladığını düşünerek hafifçe nefes verdi.
"Ben de çok mutlu olurum."
Jisoo, Taehyung'un bu nazik yaklaşımına içtenlikle karşılık verdi ve gözlerini kaldırarak onun gözlerine baktı. "Taehyung, seninle olmaktan çok mutluyum. " dedi.
Taehyung, Jisoo'nun yüzüne nazikçe dokunarak, "Ben de seninle olmaktan çok mutluyum," dedi. Yavaşça eğildi ve Jisoo'nun dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu. İlk öpücükleri nazikti, neredeyse utangaç. Jisoo, Taehyung'un öpücüğüne karşılık verirken elleri titredi, ama bu anın güzelliğini bozmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destructive Desires - Vsoo/Sookook
RomanceBiz insanlar tüm hayatımızı arzularımızın peşinde koşarak geçiririz. Birçok kez ulaşılamaz bir hayal olarak kalan arzular kimi zaman da bizi yoldan çıkarıp sarhoş eder, onlar tarafından zincirleniriz.