Çekingen bir hızla adamın yanına çömeldi. "İ-iyisiniz, öyle değil mi?" Sesinin titremesi kesilmiyordu. Bu ambulans nerede kalmıştı çoktan on dakika geçmişti.
Adam yaşadığı birkaç saatlik dondurucu ızdırabın ardından şu an kendini cennette gibi hissediyordu ve uzun, derin bir uykuya dalmak istiyordu. Ancak kendisine yardım eden kızla konuşmak için zorla gözlerini açtı, biraz konuşup tekrar gözlerini kapatmak istiyordu.
"Teşekkür ederim."dedi hafifçe. Mor ve çatlak dudaklarıyla kıza bakıp gülümsediğinde Jisoo'nun kalbi bin parçaya ayrıldı. Hayatında gördüğü en güzel gülümsemeydi bu. Hiç bu kadar içten gülümseyen olmamıştı ona.
O da karşısındaki adam için kocaman gülümsedi. "Rica ederim."
Hemen yerden kalkıp mutfağa gitti. Annesi ve babası için hazırladığı bir tencere çorba vardı. Bir kaseye koyup geri geldi. Çorbanın tadının kötü olduğunu biliyordu ama elindeki tek sıcak şey buydu. "Çorba getirdim, içer misiniz?" dedi utangaç bir edayla.
Adam tam ısınanamışken bu battaniyelerin altından çıkmak istemiyor sadece gözlerini kapatmak istiyordu ama nasıl onu evine alan kıza hayır diyebilirdi ki? Zorla biraz doğruldu. Yanında oturan kızla göz göze geldiler. Jisoo gözlerini kaçırıp yere yöneltti. "Buyrun."
"Çok teşekkür ederim."
Gülümseyip kaseyi uzattı. Adam titreyen elleriyle kaseyi ve kaşığı kavradı. Jisoo suçlu hissetmişti ama sadece önüne dönüp gözlerini halıya yöneltti.
"Adınız nedir?"
"Taehyung." Adam çekingen gözlerini yere odaklamış kıza hafifçe başını uzattı. "Sizinki?"
"Ben de Jisoo."
"Me-memnun oldum, çok teşekkür ederim." Adam kısık sesiyle Jisoo'yu utandırıyordu.
"Rica ederim. Ambulansı da aradım. Yakında gelecek." Bir cesaretle tekrar kafasını çevirip adama baktı. Adam titreyen elleriyle çorbayı yemek için debeleniyor bir yandan da kıza bakıp gülümsüyordu. Yürek yakan bir manzaraydı.
"Gerçekten çok kötü bir aşçıyımdır, çorba için üzgünüm."
Adam şiddetle başını iki yana salladı. "Hayır!" Çorbadan bir kaşık daha alıp devam etti. "Bu hayatında yediğim en güzel çorba!"
Jisoo nun kızaran yüzüne bir tebessüm yerleşti. "Gerçekten mi? İlk defa aşçılık yeteneğim övülüyor." dedi şakayla karışık bir gülümsemeyle.
"Elbette."
Titreyen elleriyle çorba yerken bir yandan da ona gülümseyen adamı izledi. Duygulanmıştı. Yemeği kendinin yaptığına memnun oldu.
Adam çorbayı bitirip yanındaki sehpahaya koydu ve gözlerini genç kadınla birleştirdi. "S-son birkaç gündür hastaydım, zar zor işlerimi hallediyordum. Bu soğuk hava ve yağmur da hastalığımın tuzu biberi oldu. Ya-yağmurun dinmesini duvara yaslanıp beklerken vücudum hastalık ve soğuktan kaskatı kesildi. Ne haraket edecek gücüm ne de bilincim kalmıştı. "
"Sizi ilk gördüğümde hasta olduğunuzu anlamıştım, keşke daha önce gelseydim."
"Şu anda gayet iyiyim ama-" Taehyung un sözü zil sesiyle kesildi.
"Sanırım ambulans geldi." Jisoo ayağa kalkıp kapıyı açtı. Gerçekten de ambulans gelmişti.
"O içerde, buyrun geçin."
İki görevli Taehyung un kollarına girip onu yavaşça kaldırdılar. Genç adam gitmek istemiyor sadece sıcak battaniyelerin altında derin bir uyku çekmek istiyordu. Bir yandan da Jisoo'ya daha fazla rahatsızlık vermemesi gerektiğini biliyordu tabiki. Kollarındaki görevlilerle kapıya kadar gidip ayaklarını ökçelerine basacak şekilde ayakkabısına soktu.
Jisoo endişeyle Taehyung'un gidişini izliyordu. Genç adam kafasını çevirip ona son bir kez kurumuş dudaklarıyla gülümsemesini gösterdi. "Hoşçakal."
"Hoşçakal Taehyung."
Tekrar Jisoo yu arkasında bıraktı ve dışarı yürümeye başladı. "Çorbaya bayıldım."
Genç kadın gülümseyip kapıyı kapattı. Aslında çorba hiç de fena değildi. Yüzündeki küçük tebessümle geçip sofrayı ve battaniyeleri topladı. Ardından kanepeye uzanıp başını tavana çevirdi.Ardından tavana içten bir gülümseme gönderdi.
O an zihnini fotokopi makinesinden yeni çıkmış bembeyaz bir kağıt gibi, sıcak ve temiz hissetti. Eve gelirkenki huzursuz halinden eser kalmamış kalbini sıcak bir duygu kaplamıştı. Bugün yaşanmış ve gelecekte yaşanacak tüm acı hatıraları o birkaç dakika içinde kendinden uzaklaştırmış, zihninde sadece Taehyung'a yer açmıştı. Acaba onu bir daha ne zaman görecekti? Yaşanılacaklardan habersiz sadece gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destructive Desires - Vsoo/Sookook
RomanceBiz insanlar tüm hayatımızı arzularımızın peşinde koşarak geçiririz. Birçok kez ulaşılamaz bir hayal olarak kalan arzular kimi zaman da bizi yoldan çıkarıp sarhoş eder, onlar tarafından zincirleniriz.