where's my soulmate? [taekook]

otuz dokuz 🍀

hadi arkadaşlar eğri oturup doğru konuşalım.
kendinizi taehyung'un yerine koyun, biraz empati oyunu oynayalım. sizin karşınızdaki kişinin bizim sevdiğimiz idol olan jeon jungkook olduğunu düşünmeden yorumlayın.

hoşlandığınız ya da sevgiliniz olan biriyle yatakta bir şeyler yaşıyorsunuz? bunun üzerine yanlış anlaşılacak bir laf ediyorsunuz ve o kişi de haklı olarak size sinirleniyor. fakat sonradan sevgiliniz kapıyı çarpıp gidiyor, beraber geçirdiğiniz o güzel ve özel saatleri tamamen hiçe sayarak, size açıklama hakkı vermiyor, mesaj ve aramalarınıza dönmüyor, siz hastaneye düşecek kadar hastalanıyorsunuz, bunu hissediyor, biliyor fakat dönüp hala sizinle konuşmayı reddediyor.

haksızlığa uğrayan siz misiniz? sevgiliniz mi?

cevapları bekliyorum.

1 hafta boyunca yüzünüze bakmadığını, çektiğiniz acıdan haberdar olmasına rağmen asla sizinle iletişime geçmediğini ve açıklama yaptığınız mesajlarınıza dönmediğini unutmayın.

size açıklama şansı vermesi gerektiğinin farkında fakat hala üste çıkmaya çalışıyor.

işte bu, wms jungkook'un küçük bir karakter analiziydi.

•

ayrıca bilginiz olsun, tamamen siyah ya da tamamen beyaz karakter diye bir şey yoktur. siz birçok ficte buna şahit olmuş olabilirsiniz ama ben kurgularımda gri karakterler yazarım. benim karakterlerim özenle işlenen, özünde iyi, hata yapan ve bunu düzelten karakterlerdir. benim gerçeğe yakın kurgu algım da bu şekilde.

buna saygı duyanlar ve bana güvenenler fice devam edebilir ama bir daha kurguya müdahale eden yorumlarınızı okumak da cevap vermek zorunda kalmak da istemiyorum.

iyi okumalar.

*
*
*

Taehyung sabah okula çıkmak için evden ayrıldığında karşısında Jungkook'u görmeyi beklemiyordu. Alfa zile basmamış, yalnızca Taehyung'un evden ayrılması için kapıda otururken sigara içmişti. Omega bir türlü çıkmak bilmediği için sıkılmıştı gerçi fakat onu beklemek konusunda kararlıydı.

Taehyung'u görür görmez sigarasını atıp söndürmüş, omegaya gülümseyerek yaklaşmıştı. "Günaydın."

"Günaydın?" Taehyung sorarcasına konuşmuştu. Dün gece onun hatırlamadığı bir zaman diliminde barışmışlar mıydı? Taehyung bir an Jungkook'un hiçbir şey olmamış gibi davranmasına şaşırmıştı.

"Çok yorgun görünüyorsun, okula bugün arabayla gidelim dedim." Jungkook hevesle mırıldanmıştı. "Benim yüzümden uykusuz kaldın günlerce. Üzgünüm. Bugün seni okula götürmeme izin ver."

Taehyung Jungkook'a ve elinde sallanan anahtarlığa bakmıştı. Anlaşılan, okula gitmek için babasının arabasını almayı başarmıştı. Kollarını önünde bağlarken yalancı bir gülümsemeyle alfaya bakmıştı. "Çok düşüncelisin, gerçekten." Jungkook, Taehyung onun teklifini kabul etti sanarak gülümsemesini genişletmişti.