ağlıcamhayat çok zor ve ben sadece fic yazabiliyorum
*
*
*Jungkook omegasının beline sarılırken, ellerini, onun canını yakmayacak şekilde karnına koymuştu. "Bugün sen müdür yardımcısına gittiğinde kapıyı dinledim. Anlattığın her şeyi kelimesi kelimesine duydum." Tehlikeli bir tonla anlatmaya başladığında Taehyung irkilmişti.
"Şimdi, başımın belaya gireceğini düşündüğün için bana kızacaksın, biliyorum. Ama Kangdae'nin sana söyleyecek birkaç şeyi var bebeğim, dinle."
Taehyung Jungkook'a tedirgin bir bakış atmıştı. "Başın belaya girecek." Arkadaşlarını işaret etmişti. "Hepinizin başı belaya girecek. Sana ben halledeceğim dedim Jungkook."
Jungkook gülümsemeyi sürdürürken omeganın yanaklarına ellerini sarmıştı. "Sen kendi yönteminle hallet bebeğim, ben buna bir şey demiyorum. Ama ben de elim kolum bağlı oturacak değilim."
"Ama Jungkook-"
Alfa, Taehyung'un sözünü kesmişti. "Başım belaya girmeyecek." Perişan halde olan alfayı işaret etmiş ve yeniden esmere dönmüştü. "Bu piçin duyulduğu zaman kaçacak delik arayacağı kadar sırrını biliyoruz. Kendisi iyi bir çocuk olup hiçbirimizi şikayet etmeyecek." Ardından omegayı bırakıp alfaya hafif bir tekme savurmuştu. "Değil mi Kangdae? Bizi satmayacaksın. Burada sadece kendi aramızda konuşuyoruz." Kangdae hızla kafasını sallarken gözlerinden yaşlar akıyordu. Jungkook, çocuğun perişan halinden feci haz alıyor gibi görünüyordu.
"Böyle ağlamaya devam et. Sevgilimi o tuvaletin pis fayanslarında diz çöktürmenin hesabını böyle ödeyeceksin orospu çocuğu." Jungkook yeniden gördüğü görüntüler aklına düşerken sinirlenmiş, alfanın karnına bu kez sert bir tekme savurmuştu. Kangdae yere yığılırken Yoongi ve Jin tarafından tutulup yeniden dizleri üzerine getirilmişti.
"Konuş şimdi!" diye bağırmıştı Jungkook boş sokakta. "Sevgilimden af dile. O seni affedene kadar buradayız."
Kangdae, bir zavallı görünümünde hemen Taehyung'un ayaklarına atılmıştı. O kadar çok dayak yemişti ki, artık hali kalmamıştı. Daha fazlasına katlanabileceğini sanmıyordu. Jungkook'un dediğini yapıp ondan bir an önce kurtulmayı istiyordu. "Affet lütfen Taehyung, özür dilerim. Sana öyle davranmamalıydım." Taehyung şokla karşısındaki perişan çocuğa bakarken içindeki bir yan, bu yan omegası oluyordu, ona keyifli bir tonda seslenmişti. "Ne kadar tatlı! Bizim için birilerini harcıyor. Bizi çok güzel koruyor. Keşke hep böyle yanımızda dursa, dibimizde. Mühürlenseydik bizi korumak için hep yanımızda olurdu!"
Taehyung omegasının yılışık ve aşk dolu düşüncelerini savuşturmuş, Kangdae'ye soğuk bir bakış atmıştı. "Umrumda değilsin. Ne halin varsa gör. Buradan çıksak bile seni hapise attıracağım, daha benim yöntemimi görmedin pislik."
"Lütfen yapma." Kangdae Taehyung'a yalvarırken herkes onu izliyordu. "Ben cezamı çektim. Sana söylediklerim için pişmanım. Bir daha sana bulaşmayacağım. Sevgilini de şikayet etmeyeceğim, yemin ederim. Ne olur beni şikayet etme."
Taehyung Jungkook'a eminsiz bir bakış atmıştı. Alfa ona göz kırptıktan sonra Kangdae'nin saçlarını tutup sertçe çekiştirmiş, omegasının gözlerine bakmasını sağlamıştı. "Gördün mü? Taehyung seni affetmiyor Kang. Şimdi bizden dayak yemeye devam edeceksin. Bu sabaha kadar sürebilir." Jungkook durmuş ve Kangdae'nin bakışları korkulu bir hal alırken sadistçe sırıtmıştı. "Ve inan böylesi daha çok hoşuma gider."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
where's my soulmate? [taekook]
Fanfictionkim taehyung, kurduyla sorunlar yaşamasına rağmen hayata tutunmayı başaran bir omegaydı. jeon jungkook ise, aramakta olduğu ruh eşinin yasını tutan bir alfa. [Alfa!Jeon & Omega!Kim] [Texting & Düz Yazı]