yirmi beş 🍀

2.6K 399 92
                                    






seloo





*
*
*









Jungkook, Taehyung'un uyuduğu süre boyunca onu izlemişti. Genç omega kızgınlıkta olmasına rağmen şu an derin bir uykuda olduğundan herhangi bir feromon salgılamıyordu. Bu nedenle Jungkook rahattı. Taehyung rahatsız olmasın diye onu yatağa yatırdıktan sonra üzerini örtmüştü.

Ne diyecekti? Ruh eşi olduklarını bilmediğini mi? Tahmin etmediğini mi? Taehyung bunun yalan olduğunu anlardı. Taehyung Jungkook'u yalan söylemeye başlar başlamaz yakalardı. Bilip de gizlediğini öğrenince ne yapacaktı? Taehyung'la araları eskisi gibi olmayacaktı. Omegasının ortaya çıkması Taehyung ve kendi kurdu için her ne kadar iyi bir şey olsa da Jungkook ve ilişkileri için bir felaket olmuştu.

"Jungkook?"

Taehyung yavaşça gözlerini aralamış ve ilk gördüğü kişi Jungkook olurken yavaşça yerinde doğrulmuştu. Jungkook bakışlarını ona çevirdiğinde üzerindeki tişörtü istemsizce yukarı doğru çekip, çiçeklerinin görünmediğinden emin olmuştu. Taehyung onun bu hareketinin sebebini anlayacak kadar ayılmamıştı henüz. Belindeki sızı kendisini koruyordu.

"Taehyung, iyi misin güzelim?"

Taehyung tamamen kendine geldiğinde Jungkook'a hiçbir cevap vermemişti. Bayılmadan önce son yaşananlar bir bir zihnine düşerken ayılmıştı. Jungkook'un endişeli bakışlarına aldırmadan ayağa kalkmış ve aynasının karşısına geçmişti. Sırtını dönüp gömleği kaldırmış ve belinin üstünde, iç çamaşırının başladığı yerdeki dalları görmüştü. Zihni neler olduğunu anlamlandıramazken omegasının sesini duymuştu. "Ona aitsin artık. O da bize."

Taehyung bakışlarını Jungkook'a döndürdüğünde onun yüzündeki endişeli bakışlarıyla yeniden karşılaşmıştı. "Taehyung..." Jungkook yavaşça yerinden kalktığında esmer elini kaldırıp onu durdurmuştu.

"S-senin de çiçeklerin var değil mi?"

Jungkook sıkıntılı bir nefes vermiş ve elini tişörtüne götürüp yavaşça yakasını aşağı çekmişti. Köprücük kemiğinin üzerinde başlayan dallanmalar Taehyung'u beyninden vurulmuşa döndürmüştü. "Sen... Biliyor muydun? H-hissettin mi hiç?"

Jungkook nasıl bir açıklama vereceğini bilmiyordu. Ağzını birkaç kere açıp kapamış, birkaç saniyenin sonunda dudaklarından dökülen tek kelime Taehyung'un ismi olmuştu. O ne olduğunu anlayamadan esmer sorduğu sorunun cevabını almıştı. Hayal kırıklığıyla yüzü asılırken yavaş yavaş penceresinin yanına yürümüş ve Jungkook'a sırtını dönmüştü.

"Lütfen git buradan."

"Taehyung." Jungkook da benzer bir hayal kırıklığıyla bir kez daha esmerin adını söylemişti. Taehyung onun başka bir şey söylemesine izin vermeden, "Şimdi git Jungkook. Şu an konuşmak istemiyorum. Anlaşılan o ki sen kendine şoktan çıkmak için yeterli süreyi tanımışsın, izin ver ben de tanıyayım." demişti. Söyledikleri ne kadar kırılmış olduğunu alfaya iliklerine kadar hissettiriyordu.

Jungkook başka bir şey söylememiş, Taehyung'a tüm kalbiyle hak verirken birkaç sessiz adım sonrası odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı. Taehyung derin bir nefes verip sandalyeye oturmuş ve yalnızca karşı evin camını seyrederken gözlerinden akan yaşları tutmaya çalışmamıştı.





where's my soulmate? [taekook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin