5. Bölüm
Eve geldiğimizde diğer günlerin aksine mutluydum. Ve mutluluğumu bozmalarını istemiyordum. Kemanımı kutusundan okşayıp çocuk gibi sarıldım.
Adal bana bakıp gülümsedi. Araba bu sırada bahçeye giriyordu. Keman kutumun üzerinde adım yazıyordu. Adal'a parmağımla gösterdim.
"Çok mu seviyorsun kemanını?"
"Çok. Gözüm gibi bakıyorum. Hediye."
Son kelimem ile kaşları çatıldı. "Hediye mi?"
"Evet. Katıldığım bir müzikalda seyirci olarak gelen bir iş adamı hediye etmişti. İlk başta çok mahçup oldum fakat ihtiyacım vardı. Ben ne kadar çalışırsam çalışayım bunu alamazdım."
Dudaklarını dişledi. "Kaç yaşından beri çalışıyorsun?"
Dudaklarımdaki gülümseme kayboldu.
Dokuz.
"On iki filan herhalde çok iyi hatırlamıyorum."
Araba durmuştu ama o hala bana bakıyordu.
"Neden? O yaşta paraya mı ihtiyacın vardı?"
Gülümsedim.
"Öylesine." Deyip arabadan iniyordum ki kolumdan tuttu.
"Öylesine olmadığını ikimizde biliyoruz. Anlat."
"Ailemin paraya ihtiyacı vardı. Çalışmak zorundaydım. İlk başlarda küçük işlerde çalıştım. Elma topladım, sebze topladım. Kuaförde çalıştım, temizliğe bile gittim. Ki bir daha asla gitmem. Ve buna benzer İşler. Ama şu an ki işime aşığım. Çok memnunum."
Yüzünde hüzünlü bir ifade vardı.
"Peki kazandığın paranın hepsini mi veriyordun?"
"Ben vermeden babam alıyordu zaten. Abime de aynı şeyi yapıyorlardı. Ama merak etme paraya ihtiyacım olmuyordu. Bursum bana yetiyor "
"Burs da mı alıyorsun?"
"Devletin verdiği küçük bir miktar. Ama bana fazlasıyla yetiyordu."
Burukça gülümsedi. O konuşmadan konuştum. "Hadi eşyalarımı dizeceğim. Çabuk inelim."
Heyecanıma otuz iki diş gülümsedi. Bagaj düğmesine tıkladıktan sonra arabadan indi.
Beraber arabadan indik. Ben valizi çekerken o kutuyu kucağına almıştı.
"Ne var bunun içinde?"
"Ivır zıvır her şeyim içindedir işte." Diyerek geçiştirdim.
Afize abla kapıyı açtıktan sonra ona gülümsedim.
"Hoş geldin Adal oğlum. Hoş geldiniz Umay Hanım."
"Hoş buldum efendim." O bana hanım derse bende onunla öyle konuşurdum.
Salona uğramadan Adal ile birlikte asansöre bindik. Evin içine girince kendimi huzursuz hissetmiştim.
Eşyaları odama bıraktıktan sonra Adal'a döndüm.
"Bugün için ve bunlar için de teşekkür ederim."
Bir eli ensesine yerleşti. "Lafı bile olmaz."
Sonra kapıya doğru ilerledi. Ben hala yerimde beklerken bana döndü.
"Niye gelmiyorsun?"
"Bilmem."
"Gel hadi." Tereddütlü bir şekilde ona döndüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABİLERİM Mİ?
Aventura17 yıllık hayatını geçirdiği ailesinin öz ailesi olmadığını öğrenen Umay'ın hikayesini anlatıyoruz. Klasik bir aile kitabı olabilir ama çok daha güzeli.