ZERYA(BERDEL)

81.Bölüm

Medya : Deniz Arslanoğlu

Selamlar ben geldimm

Bölüm fazlasıyla eğlenceli olduğu kadar duygusal da. Umarım keyifle okuyacağınız bir bölüm olur.

Bölüm boyunca yorumlarınızı eksik etmezseniz çok sevinirim. Yavaş yavaş son düzlüğe girdik ve bu yolda sizin yorumlarınızı okumak beni motive eden en iyi şeyken bunu eksik etmezseniz çok mutlu olurum.

Keyifli Okumalar...💙

Instagram : zeryaofficial

**Yazardan**

Bir insanın etrafında hiç mi akıllı insan olmazdı? Boran'ın yoktu. Hele ki yakınında olan adamlarında gram akıl yoktu.

Yusuf'un ve Yiğit'in yanında ne kadar öfkelenmemeye çalışsa da yaşanılan şey hazmetmesi kolay bir şey değildi.

Karşısında ağzı yüzü kan içinde olan Volkan'a baktığında öfkesi daha da katlanıyordu. Bu gerzek herifle gerçekten ne yapacaktı bilmiyordu.

Sessiz sakin konuşmak adına Volkan ile çiftliğe gelmiştiler. Dahası Volkan'ı Yiğit'in azabından korumak için getirmiş dese daha doğru olurdu.

Yiğit'i tanıyordu sevdiklerine uzanan eli kırmayana kadar geri durmazdı. Volkan öyle bir şey yapmıştı ki Boran bile şuan onu savunamıyordu. O yüzden son çare olarak Volkan'ı Yiğit ve gazabından uzaklaştırmakta bulmuştu.

Hoş Boran'ın azabından onu kim uzaklaştıracaktı? Onu da artık Allah bilirdi.

"Ulan kalkıştığın işin farkında mısın sen?"

Sesi öfkeyle çıkan Boran daha fazla sakin kalamamıştı. En sadık adamının bu şekilde bir hata yapması katlanılır gibi değildi.

"Lan adama sakin olmasını, kızı bulacağımı söylüyorum, sonra bir bakıyorum ki onu benim hanemde ki adamım kaçırmış. Bu ne demek Volkan?"

Volkan ağasının sözleriyle kafasını iyice eğdi. Yerin dibine girmeyi şuan ağasının karşısında olmaktan daha çok istiyordu.

Bilememişti, hata etmişti.

"Beni insanların içinde düşürdüğün durumun farkında mısın sen? Ulan insanlar bana gelip bu gibi sorunların çözümünü ararken benim adamım gidip bizzat kendi kadın kaçırıyor! Kim beni kâle alır lan böyle? Daha kendi adamlarına laf geçiremiyor demezler mi? Lan hadi tüm bunları siktir et, sen bir kadını nasıl kaçırırsın? Sana kim bu hakkı verdi?"

Öfkesi katlandıkça katlanıyordu Boran'ın. Olayın neresinden tutarsa tutsun elinde kalıyordu ve bu onu daha da delirtiyordu.

Yiğit'e karşı karşısında ki adamı sağolsun fazlasıyla mahcup hissediyordu. Boran biliyordu ki böyle bir şey kendi başına gelse ortalığı ateşe vermeden durmazdı.

"Lan o adam kaç kez benim hayatımı kurtardı. Kendimi geçtim o adam benim karımın hayatını kurtardı! Şimdi sen ona karşı bu saygısızlığı nasıl yaparsın? Adamın yüzüne bakamadım lan senin yüzünden! Beni o Yusuf şerefsizinin önünde haklıyken haksız duruma düşürdün!"

Volkan olduğu yerde daha da küçüldü. Yardım etmek isterken her şeyi daha da bok etmişti.

"Konuş lan! Telefon açıyorum Yiğit'in kuzeni kaçırılmış diye, sen bunu bile bile bana yalan söyleyip üstüne o kızı nasıl kaçırırsın lan? Kimden aldın bu hakkı?"

Boran sessiz kalan adamla daha da öfkelendi. Bu adamlar kesinlikle onun sınavıydı. "Oğlum konuşsana! Yiğit'in kuzenini niye kaçırdın? Bak bana yalan söylemeni geçtim farkedersen artık işin orasında bile değilim. Bu işe kalkışırken amacın neydi Volkan?"