74.Bölüm

14.2K 647 136
                                    

Medya : Miran & Miray Arslanoğlu

Selamlar 💙

Sonunda yeni bölümle karşınıza gelebildim.

Sizi daha fazla bekletmemek adına biraz fazla hızlı hareket etttim. Mutlaka gözden kaçan yazım hatalarım vardır.

Umarım keyifle okuyacağınız bir bölüm olur. Yeni bölümü okurken satır aralarında yorumlarınızı esirgemezseniz de çok mutlu olurum.

Bölüm duyurularını ve alıntılarını Instagram üzerinden paylaşıyorum arada bir kaç spoi de veriyorum takip ederseniz çok sevinirim 🙏

Instagram : zeryaofficial

Keyifli Okumalar... 💙

**Geçmiş**

Boran günlerdir ölü gibiydi hatta gibisi az yaşayan bir ölüydü. Yusuf'un sevdiği kız Selvi'nin ölümüne ağa olarak bile engel olamamıştı. Allah kahretsin ki daha ilk dakikada yenilgiyle kabul ettiği bu statü Boran'a ilk kurbanını da vermişti.

Yusuf'un askerden döndüğü anda her şeyi öğrenmesi üzerine gelip hesap sorması günlerdir aklında mıhlanmışcasına yerli yerindeydi. Bir daha yüzüne bakmaz sandığı kardeşi bugün Boran ve Emirhan'ı her zaman geldikleri yere çağırmıştı.

Sadece gelin demişti soru sormalarına tahammülü yok gibi sadece gelmelerini istemişti. Sevdiği kadının öldüğünü öğrendiği günün üzerinden pek bir zaman geçmemişti. Şuan nasıl bakacaktı yüzüne ne konuşacaktı asla bilmiyordu Boran.

Boran bunun yanında bu yolda Emirhan'ında kendi yüzünden harcandığını düşünüyordu. Yusuf, "Madem Boran koruyamıyordu sen korusaydın, bari sen bir şeyler yapıp kardeşinin sevdasını korusaydın."diyerek Emirhan'ı da Boran'la aynı konuma getirmişti. Boran kendisi yüzünden onun da suçlu ilan edildiğini düşünüyordu ve bunun karşısında Emirhan bir kez bile sesini çıkarmamıştı.

Ve Boran günlerdir olduğu gibi tüm bunların kendi yüzünden olduğunu düşünüyordu.

Sevdiği insanların acılarının sebebi olmak sanki üzerine yapışmış bir leke gibiydi ve Boran ne kadar yıkanırsa yıkansın bu lekenin gitmeyeceğini biliyordu. Kaç kişinin daha sebebi olacaktı? Kaç kişinin daha hayatını biterecekti? Yetmez miydi bu kadar yük artık yetmez miydi?

O da insandı. O da herkes gibi etten kemikten bir canlıydı. Peki neden her acı ona reva görülüyordu? Bir şeyleri geride bırakıp biraz olsun yaşamaya çalışırken hayat neden kendisine hep çelme çakıyordu? Boran için mutlu olmak bu kadar mı imkansızdı?

Boran içinde ki düşüncelerle öylece karşıya bakarken canının bir kez daha tarifsiz bir acıyla yandığını hissetti.

"Boran sence bizimle ne konuşacak?"

Yanında ondan bir farkı olmayıp sesinde ki hissizlikle konuşan Emirhan'a döndüğünde öylece karşıya baktığını gördü. Yusuf'un o gün ki sözleri o kadar içlerini yakmıştı ki onun yanında artık Emirhan da o acıyı hissediyordu. Boran'ın hissetmesi yetmez gibi Emirhan da yanında yerini almıştı.

Boran günlerdir parmaklarının arasından kendine yer edinmiş sigarayı alıp dudaklarına götürdü. Dumanı ciğerlerine çektiğinde sanki dumanla birlikte tüm acıları da içine çekmiş gibi hissediyordu. Her bir dumanda sanki biraz daha acı soluyordu.

ZERYA(BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin