2.bölüm

81 10 4
                                    

Sabah kapımın hayvan gibi çalması ile güzeller güzeli uykumdan uyanmıştım. Sinirle kafamın altındaki yastığı alarak kulaklarıma bastırdım ve sesi biraz olsun azalttım.

Tam tekrar uykuma dönecekken bu sefer telefonum çalınca sinirle yastığı fırlattım. Kısık gözler ile telefonumu bulduğumda öfkeyle açarak kulağıma yasladım.

"Ne var be!"

Çirkefçe konuşarak bir yandan gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum. Beni bu saate bir tek Bulut arardı zaten.

"Lan hayvan kapıdayım iki saattir açsana"

Bana bağırması ile anında ayılıp sırıtarak,

"Kapımda mı yatıyorsun bak çok duygulandım" diyerek kahkaha attım.

"Ya ya ölüyorum aşkından"

"Yiaa biliyordum şapşik"

Ağzımı yaya yaya konuşmam üzerine bıkkınca bir nefes verdiğini hissettim. Dayanamayıp kahkaha attığımda,

"Delfo, sus da aç şu kapıyı artık" diyerek suratıma kapattı.

Suratıma kapanan telefon ile gözlerimi devirerek ayağa kalktım ve terliklerimi giyerek kapıyı açmaya gittim. İki şaka da yapılmıyordu yahu.

Bulut, benim çocukluk arkadaşım hatta kardeşimdi. Ailem ben küçük yaşta vefât edince bana en yakın dostları Yıldız teyzeler sahip çıkmıştı. Yıldız teyze Bulut'un annesiydi, bana da anne yokluğunu elinden geldiğince göstermemeye çalışmıştı. Annemler ile aynı mahallede oturuyorlardı. Küçük mahallede yan yana olan binalarda oturuyorlardı.

Bulut ile kardeş gibi büyümüştük ben onun kötü gününde, o benim kötü günümde yanımdaydı. Yoldaş hatta sırdaş olmuştuk birbirimize. Dışarda gören insanlar gerçekten kardeş olduğumuzu sanıyordu çünkü ikimizde siyah saçlı ve mavi gözlüydük. Bulut'u ilk gördüğüm zaman bende öyle düşünmüştüm yalan yok, çünkü cidden benzer yönlerimiz vardı.

Liseyi bitirdiğimde artık onlara daha fazla yük olmak istemediğimden dolayı kaç yıldır girmekten korktuğum evime gelmiştim. İlk başta maddi açıdan zorlansamda şimdi çalıştığım işte maaşım çok iyi olduğu için zorluk yaşamıyordum. İstersem burdan taşınabilirdim ancak anılarımı ve Bulut'u bırakamazdım.

Yıldız Teyzeler başta bunu istemese de zorla kabullendirmiştim. Başta çok kabus görerek evde kalmaya zorlansamda artık alışmıştım. Bu ev bana ailemi hatırlatıyordu ancak anılarım olduğu için de taşınamamıştım.

Annem ile babamın odasına buraya geldiğimden beri adım atamamıştım. Eğer o odaya girersem kendimi tutamayacağımın farkındaydım. Bu sebeple haftada bir ben dışardayken temizlikçi abla gelip temizliyor sonra da gidiyordu. O odanın kapısı ben kendimi buna hazırlayana kadar kilitli kalacaktı.

Çalmaktan kuruyacak olan kapıyı açarak bıkkınca Bulut'a baktım.

"Çürüdüm burda Delfin, çok sağol!"

İçeri geçerken mızmızlanmasına sırıttım.

"Her zaman bebek"

Kapıyı kapatarak bende peşinden salona gittim. Oturduğumuz binalar yan yana olduğu için her gün ya o benim evime ya da ben onlara gidiyordum. Salona girdiğimde kendini koltuğa atmış Bulut'a yan bir bakış atıp kendimi hemen yanına attım. Uyku mahrumu bir şekilde kafamı omzuna yasladım hemen. Uykuyu benim kadar seven herkes bilir ki taşın üzerinde bile uyuyabilirdik.

"Bana dün olanları anlat çabuk, nasıl mahkemelik oldun sen!"

Bulut hızla beni kendinden uzaklaştırınca gülerek saçlarını karıştırdım.

Beklenmedik AvukatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin