Odanın kapısını açarak parmak uçlarımla, sessiz olmaya çalışarak içeri girdim. Yatağın yanına geldiğinde birazdan yapacağım şerefsizlik ile sırıttım. Bugün bizimkilerle parkta buluşacaktık ama Bulut bey hala uyanmamıştı. Evimiz yakın olduğu için bu görev bana kalmıştı, e tabi ki de seve seve kabul etmiştim.
Komidinin üstünde duran telefonunu alarak alarm sesini Mehter Marşı bass boosted olarak ayarlayarak tekrar odadan çıktım ve kendi telefonumdan videoya çekmeye başaldım. Yıldız Teyze ve Orhan Amca evde yoktu nasıl olsa.
İki dakikanın ardından alarm çalmaya başladığında Bulut olduğu yerde sıçrayarak eline aldığı yastık ile yatakta ayağa kalktı. Gülmemek için kendimi sıkarken bu sefer,
"Ya Allâh ya bismillah" diyerek yorganı kendine sarıp yataktan atladığında kendimi tutamayarak kahkahayı bastım.
Gülmekten gözümden yaşlar süzülürken Bulut hala olayın şokundaydı. Uyku sersemi bir şekilde bana bakarken,
"Savaş mı var? Benim silahım yok nereden alacağız?" dediğinde gülmem iki kat arttı.
Hala devam eden videoyu zor bela durdurup gülmekten ağrıyan karnımı tuta tuta odaya girip alarmı kapattım.
"Ay nasıl korktu"
Tekrar gülmeye başladığımda Bulut kendine gelerek elinde duran yastığı alıp kafama geçirdi.
"Mal mısın kızım sen, sabahın köründe niye böyle birşey yapıyorsun!?"
Bir yandan gülerken diğer yandan da gelen yastık darbelerinden kurtulmaya çalışıyordum.
"Ama nasıl ayağa kalktın öyle"
Gülmelerimin arasında dediklerim ile yastıkla beni boğmaya başladı. En son gerçekten nefes alamadığımı anladığında yastığı yüzümden çekip nefesimi aldıktan sonra tekrar boğmaya başladı. Gülmem durmuş bu sefer de yastığın altında çırpınıyordum.
"Nofos olomoyorom solok!"
Bana acıyarak yastığı çektiğinde içime derin bir nefes çektim. Şaka ile karışık cidden ölüyordum. Beni yataktan iterek yere düşmemi sağladıktan sonra bu sefer kendi uzandı. Tekrar uyku pozisyonuna geçtiğini fark ettiğimde ayağa kalktım.
"Uyumasana Bulut, bugün parkta buluşacağız dedik kalk hadi"
"Ben gelmiyorum"
Sözleri ile kaşlarımı çatarak ellerimi belime koydum.
"Allah Allah niyeymiş?"
"Çünkü uyuyacağım"
Sinirle üzerindeki yorganı çekip yere fırlattım.
"Kalk lan!"
Ani bağırışım ile yerinde sıçradığında bu sefer kolundan çekiştirerek ayağa kaldırdım. Bana şaşkınca bakarken ensenine bir tane vurup,
"Beş dakika içinde hazır ol ve gel, sakın altıncı dakikaya girmesin!" diyerek odadan çıktım.
Arkamda bıraktığım bir adet şaşkın Bulut ile sırıttım. Lanet olsun bugün de çok havalıyım.
Kendi kendime sırıtıp egomu tavan yaparken çoktan kapı pervazına gelmiştim. Ben zaten yemek yemiştim Bulut'a da gelmeden önce bir sandviç yapmıştım. İşte herkese bir ben lazımdı. Çantamdan onu çıkartırken Bulut da hazırlanmış ve yanıma gelmişti.
"Aferin sözümü dinle böyle, al şunu da tut yolda gömersin çünkü geç kaldık"
İlk başta dediğime karşı bana burun kıvırsa da sonradan yemeği görüp gülümseyerek aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik Avukat
ChickLitTesadüfen tanıdığı ve ona yardımcı olan avukatın, hayatının tam merkezine oturacağını nerden bilebilirdi Delfin. --------------------------- "Avukatın var mı? Avukat olmadan mahkemeye çıkamazsın" Gözlerimi devirdim tekrardan. "Hayır yok" Bir iki d...