8. "Kaos. Yemin."

21K 861 202
                                    

OY VERELİM LÜTFEN❤️
_______________________________________

OY VERELİM LÜTFEN❤️_______________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_______________________________________

(Yazardan.)

Ne güzel demiş Özdemir Asaf:
Aşk: görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi. Ve aşk öyle haindir ki, nerde imkansız varsa gider onu sever.

İhtimal dahi vermediği bir adamın kalbine ilmek ilmek işlendiğini bilmiyordu Helin. Gerçi bunu Miran'da bilmiyordu.

Ve asla olmaz dediği kadının gönlünde yerini açıyordu Miran, bilmeden. Bunu da Helin bilmiyordu.

Kendileri için o kadar imkansız diyorlardı ki, aralarında aşk olabileceğini bile düşünmemiştiler. Evliydiler ve kendileri hariç herkesin gözünde karı kocaydılar. Aynı sofrada yemek yiyor, aynı odada kalıyorlardı. Ama iki yabancı gibi davranıyorlardı.

Miran, ondan nefret edemediğini gördüğü andan beri onunla ilgili herşeyi akışına bırakmıştı. Akışın ona sevda getireceğini bilmeden.

Ona karşı kendiside bilmeden merhametliydi ve hep iyi davranmaya çalışırdı. Çünkü karısı ona saygıda kusur etmiyordu. İstemediği bir adama bile hâlâ saygı duyuyor diye düşünüyordu. Sadece kendine değil konaktaki kimseyle kavga ettiğini görmemişti. Kimsede onunla uğraşmasın diye sessizce işini yapardı.

Hem de güzeldi karısı. Siyah uzun saçları, buğday renkli teni vardı. Perçemleri ise bir ayrı güzeldi. Demir tokayla saçlarını arkada toplar perçemlerini önüne atardı. Arada küçük kafa hareketiyle perçemlerini arkaya savururdu. Gözlerini siyah zannederdi ama koyu kahve hareleri vardı. Siyah renge çaldığı için, karısına içinden 'Çawreşa' derdi. 'Çawreşamın' demeye gönlü bile gelemiyordu çünkü aralarına büyük ve yıkılmaz duvarı kendisi örmüştü.

Evlilikten bir hafta geçmişti. Henüz çok az bir zaman dilimiydi ama Miran, Helin'in varlığına alışmıştı. Karısı geldikten sonra odası artık ferahtı. Eskiden Miran'nın parfüm kokusu olurken şimdi sadece karısının kokusu vardı. Ve bu koku odadan hiç gitmiyordu. Banyoda çiçekli şampuan, gardirobunda da elbiselerine sinmiş o güzel kokusu vardı. O olmasa bile varmış gibi hissediyordu bazen. Çoğu zaman sigarasını balkonda içerdi. Kendisine sinen o kötü kokunun odadaki çiçek kokusunu bastırmasını istemiyordu. Miran bunların hiçbirini bilinçli yapmıyordu. Yaptıklarını da sadece alışkanlığına verirdi.

Bu gün günlerden pazardı. Kahvaltılarını etmiş, kahve içmek için de büyük salonda koltuklara kurulmuşlardı. Bu gün pazar olduğu için Miran'ın işe gitmeye niyeti yoktu.

Kara Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin