9. "Çawreşa."

29.8K 1.2K 270
                                    

OY VERELİM LÜTFEN❤️

Bu bölüm en sevdiklerimden🤭
_______________________________________

Bu bölüm en sevdiklerimden🤭_______________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_______________________________________

Uzun zaman içinizde tuttuğunuz her şey bir gün, gün yüzüne çıkmaya mahkumdur.

Sevginiz, nefretiniz, öfkeniz, yalanınız her şey ama her şey zamanı gelince içinizden dışarı taşar.

Benim haftalardır içimde sıkıp tuttuğum öfkem, suçum olmadığı halde avlunun ortasında yediğim dayakla artık tutamayacağım hale gelmişti.

Miran beni bitkin halde bulmadan önce ben bir yemin ettim. Kimse duymadı ama Allah şahidim olacak ki, ben bu yeminimi tutacağım. Bana yapılan bütün haksızlıkların bedeli ödenecekti. Pişman olan da olacaktı, özrünü dileyende.

Avlunun kapısı açılırken Mira'nın geldiğini biliyordum. Göremedim, bakamadım ama hissettim. Adımları hızla bana yaklaşınca önümde diz çöktü. Ellerini yanaklarıma yaslamış, tek kelime etmem için gözlerime bakıyordu. Soğuk hava esintisi islanmış tenime vurdukca ürperiyor daha da titriyordum. Ben konuşmadıkca telaşlanıyor, dürtüyor, soru soruyordu.

Ne kadar süredir öyle oturduğumu bilmiyorum ama donmuştum. Çenem titrediğinden konuşamıyordum. Bedenimin içi yanarken, çölünden donuyordum.

Bir zaman sonra Miran beni kucaklayarak kaldırdığında küçülmek ister gibi ona sokuldum. Alnımı göğüsüne bastırırken gözlerimi kapattım. Yağmur hâlâ yağıyordu.

Miran'nın "Nimet hanım." diye bağırmasıyla gözlerimi zorla araladım. Mutfağa girmiştik. Mutfak kapısı daha yakın olduğundan buraya girmişti.

"Nimet hanım." diye resmen kükredi. Telaşını iliklerime kadar hissediyordum.

"Ağam, Nimet ablam yukarda. Hanımağam çağırdı." dedi Birgül titrek sesle. Miran sinirlenince, korkudan kimse gözüne görünmek istemezdi.

"İlaç falan getirin odama. Ateşi var. Çabuk." derken koridora doğru ilerledi. Konağın içindeki sıcak havanı bedenimde hiss edince yine titremeye başladım. Uzun süre soğuğa alışan bedenim sıcak havaya girince tepki vermişti.

Koridorda bizi gören Fırat "Abi ne oldu yengeme? İyi mi?" diye sordu tedirginlikle. Sabah evde yoktu. Olanları bilmiyordu.

"Çocuklara söyle doktor çağırsınlar. Yanıyor, ateşi var." sesi daha telaşlı geliyordu.

Fırat "Abi ne oldu?" dediğinde, Miran "Çabuk ol Fırat." diyerek ona kızdı.

Öksürmeye başlayınca boğazıma sanki iğneler batıyordu. Ciğerlerim parçalanıyormuş gibi hissettiğimde ellerimi göğüsüme bastırdım. Miran beni kendine daha da yasladığında kafamın altındaki kalp atışlarını hissettim. Öylesine atıyordu ki, sesi dışardan bile duyulabilirdi.

Kara Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin