7. "Karım."

38.1K 1.3K 312
                                    

Oy verelim lütfen❤️

_______________________________________

_______________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🤎

Belirsizlik en nefret ettiğim şeydi. Kör kuyuya atılmış gibi hissettiriyordu. Dibi karanlık olan, duvarları görünmeyen bir kuyu. Ne yapacağımı ne düşüneceğimi bilememek beni zor durumda bırakıyordu.

Elimden sıkıca tutup odamıza götüren bu adam yüzünden şuan o kuyunun içindeydim. Sabahtan beridir neyi neden yapıyor diye düşünmekten kafam çatlayacktı.

Odanın kapısını açıp girdiğinde beni de içeriye alarak kapını kapattı. Ben belki bir ifade görürüm diye gözümü yüzünden ayırmazken bana bakmıyordu. Arjin'in kaçtığını hatırlamak onu kötü etkiliyordu. İhanete uğramış gibi hissediyordu.

Elini elimden kopararak telefonunu çıkardı. Bir iki tuşa basıp kulağına yasladı. "Ali, biraz gecikirim, idare et." dedi sadece. Sonrada kapatarak yatağın üzerine fırlatı.

Kapı çaldı ve "Gelin hanım müsait misiniz?" diyen Nimet hanıma kapıyı açtım. "Kahvaltınız." dedi tebessüm ederek.

Kısık sesle "Teşekkür ederim zahmet verdik." diyerek elinden tepsiyi aldım.

"Hiç olur mu. Estafurullah." diyerek gitti.

Kapını kapatarak koltuğun yanındaki sehpaya tepsini bıraktım. Balkon kapısının önünde, ellerini cebine yerleştirip düşünceyle dışarı bakıyordu. İkimiz içinde kahvaltı istemişti. "Ağam." dedim kısık sesle. Nasıl sesleneceğimi bile bilmiyordum ki. İsmini söylemek garip hissettiriyordu. Kısık sesle seslenmiştim ya da derin düşüncelere dalmıştı. Çünkü beni duymamıştı.

"Ağam." diye biraz yüksek sesle seslenince kafasını bana çevirdi. Düşünür gibi olduğunda kaşları çatıldı. Yine bir şeyden hoşlanmamıştı. "Kahvaltıyı getirdiler." dedim tepsiyi göstererek. Bir tepsiye baktı, bir bana.

Sakin sesle "Geç hadi." dedi koltuğu göstererek. Üçlü koltukta oturduğumda sol tarafımdan yanıma oturdu. Fazla yakın değildi ama uzakta değildi. Parfüm kokusunu hissedecek kadardı mesafemiz.

Miran'ı betimleyecek olsaydım sadece sert derdim. Yüz çehresi, sert çene hatları, bakışları. Genel olarak karakteride sertti, hareketleride. Parfüm kokusu bile ona yakışır şekildeydi. Ağır ve sert. Hep sinirliydi ve çatık kaşla gezerdi.

Yakışıklı olduğu apaçık ortadaydı. Bunu danamazdım.

Çayımdan bir yudum alınca Miran hareketlendi. Yine büyük ekmek dilimini eline alırken ortadan böldü ve birini benim tarafıma bıraktı. Kaşlarım havalanınca artık dayanamadım. Soruların içimi kemirmesindense ona sormam, cevap bulmam daha iyi olurdu.

Kara Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin