BERDEL.
.
.
hikayede cinsel ve yetişkin içerik, küfür, dövüş ve bol bol klişe sahneleri vardır. Bunu bilerek okuyun lütfen, sebebsiz linç yemek istemiyorum.
.
(8) yaş farkı vardır.
.
.
"Çünkü sevdalandım lan." diyerek avucunu iki kere, sertçe göğ...
OY VERELİM LÜTFEN💛 _______________________________________
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
_______________________________________
Mürvet babanne "Gelin hanım maşAllah ayakta gördüm seni." dedi tebessümle. Karşılık olarak içtenlikle gülümsedim ve elini öpmek için Miran'ın kolundan ayrıldım.
Elini öpüp alnıma koydum "Evet babanne, ayaktayım." dedim arkamdakilere nisbet yapar gibi.
Titreyen ve yılların emeği üzerinde olan elini saçlarıma bastırdı. Okşadıktan sonra bana içtenlikle baktı. "Hep böyle dik dur." dedi kısık sesle. Gülümseyerek kafamı olumlu anlamda salladım.
Ondan ayrılarak tekrar Miran'ın yanına geçtim. Berfin hanımın "Kenafir gözlü." diye ağzının içinde homurdandığını görünce dik dik ona bakmaya başladım. Öyle nefretle bakıyordu ki, yine günahımın ne olduğunu sorguladım.
"Efendim? Bir şey mi söylediniz?" derken aslında ne dediğini duymuştum.
"Odandan çıkmışsın diyorum gelin hanım. Kaç gündür yüzün görünmüyordu. Oğlumu da rahat bırakmadın doğru düzgün işine gücüne gitsin." sürmeli gözleri kısılırken laf sokma derdindeydi.
"Çok şükür iyileştim. Bir şeyim yok." yandan Miran'a bakış atıp "Hem oğlunuzu da yanımda zorla tutmadım, kocam kendi isteğiyle kalıyordu. Kendisine sora bilirsiniz." yüzümde tebessüm vardı ama göz devirmemek için zor duruyordum.
Miran'ın "Geç geliriz, yemek için bizi beklemeyin." diye araya girmesiyle Berfin hanım sustu. Nereye gideceğimizi bilmediği için kesin kuduruyordu. Gözüm diğer tarafta oturan Sümeyye'ye kayınca Miran'a baktığını gördüm. Yine aynı ifadeyle bakıyordu ve her an elimde kalabilirdi.
Sinirlerim tepeme vuruken arkamı dönüp yavaş yavaş çıkışa ilerledim.
Çok meraklı Burçin hanımın "Nereye gidiyorsunuz? gelin daha yeni ayaklandı, hastadır Miran." diyen sesini duydum. Sırtım dönük olduğu için rahatça gözlerimi devirdim.
Size ne?
Miran'ın rahat tavırla "Karım hasta diye gezmeye götüreceğim. İçi açılır biraz. Konakta daha da hastalanıyor." diyen imalı cevabıyla dudaklarım iki yana kıvrıldı. Çok hazır cevaptı. Aklındakini direkt diline dökerdi.
Miran da arkamdan gelirken avluya çıktık. Avludan çıkarken korumanın bizi görmesiyle kapıyı açmak için arabaya ilerledi. Ancak Miran'ın işaretiyle arkaya çekildi. Adımlarını hızlandırarak beni geçip arabının kapısını açtı.
İnce hareketler her erkeği daha çekici yapardı.
Küçük tebessümle "Saol" diyerek teşekkür ettim. Bu kelime Miran'ın bana hep bu kelimeyi kullanıyorsun demesinden sonra daha farklı gelmeye başlamıştı. Koltuğa oturunca yavaşca kapıyı kapatıp direksiyona geçti. "Kemerini takmayı unutma." arabanı çalıştırıp arkaya doğru park ettiği yerden çıkardı.
