10. "Özür dilerim."

34.7K 1.2K 307
                                    

OY VERELİM LÜTFEN💓
_______________________________________

OY VERELİM LÜTFEN💓_______________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

_______________________________________

Orhan Kemal der ki:
Güçlü hafıza, ağır bir cezadır.

Yaşadığım her anımı aklıma bir bir kazıdım şu güne kadar. Hayatın acısı da tatlısı da zihnimdeydi. Bu hayatı yaşamak için ben seçmedim. Bu kaderi de ben seçmemiştim.

-

Yatağımda yarı oturur, yarı uzanmış şekilde yatarken balkon kapısından ve pencerelerden dışarı bakıyordum. Hava tutkuluydu ve dışardaki soğuk havanı sıcak yatağımda yatarken bile hiss ediyordum.

Yarım saat önce uyanmıştım. Sanki yıllardır uyuyordum ama üzerimde günlerce yatmamışım gibi bir ağırlık vardı. Burnum tutulmuştu, boğazımda acıyordu. Yani şifayı kapmıştım. Bünyemin soğuk havaya karşı zayıf olduğunu söylemiştim. Dün kim bilir ne zamana kadar yağmurun altında kaldım.

Baya üşütmüş olmalıyım ki, nefes alırken ciğerlerime iğneler batıyordu. Tam nefes alamadığım için boğuluyor üstüne öksürük krizine giriyordum.

Bünyemin zayıf olduğunu bildiğim için kendimi sürekli korurudum o yüzden sık sık hastalanmazdım. Ama hastalanınca da böyle ölüp diriliyordum. Kendime gelmem en az bir haftamı alacaktı. Ve böylesine hastalanmaktan nefret ederdim.

Gelen giden kimse yoktu ve hatırladığım en son şey Miran'ın kollarında beni konağa taşımasıydı. Büyük ihtimal fazla ateşimden ve bayılmamdan dolaydı hiçbir şeyi hatırlamıyordum.

Küçük komodinin üzerindeki telefona uzandım saate bakmak için. Telefonu elime aldığım da benim olmadığını gördüm. En son hava almak için çıktığımda avluda unutmuş olmalıydım.

Telefonun ekran kilidi yoktu. Duvar kağıdında da özel foto yoktu. Whatsapp hariç yüklenmiş hiç bir program yoktu. Benim değilse kimindi bu telefon? Miran'ın da değildi. Belki de yardımcılardan biri unutmuştu.

Saat bir'e geliyordu. Öğlen olmuştu ve karnım açlıktan dolayı sesler çıkarıyordu. Sağ bacağım biraz sızlıyordu. Ama onun haricinde halsizdim. İştahım da yoktu ama açtım da.

Telefonu kapatıp yerine bırakacakken çaldı. MİRAN yazısını görünce duraksadım. Telefon kimindi bilmiyorum ama içimden bir ses ısrarla çalan telefonu açmamı söylüyordu.

Açıp kulağıma yasladım "Alo."

Kısa süren sessizlikten sonra Miran'ın sesini duydum. "Çavreşa." dedi sakin ses tonuyla. Çok nadiren bu ses tonunu duyardım.

Çavreşa mi?

"Helin? Uyandın mı?" diyen Miran'ın sesiyle daldığım yerden sıyrıldım.

"Burdayım, evet." dedim kısık sesle.

Kara Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin