40. "Baba oluyorum."

16.6K 783 150
                                    

OY VERELİM LÜTFEN❤️
_______________________________________

OY VERELİM LÜTFEN❤️_______________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşşşırı derecede Miran vibe😍

Helinin alnından öpen Miran🎀
_______________________________________


❤️

Avludan bir takım sesler duyunca elimdeki küçük karton kutunu orta sehpanın üzerine bıraktım. Hanımların sesi geliyordu ama ne konuştuklarını seçemiyordum. Sakince balkon kapısını açarak dışarı çıktım. Odamız avluya baktığı için balkondan her taraf açıkca görünüyordu.

Ellerimi korkuluklara yaslayarak aşağıya baktım. Tahmin ettiğim gibi konağın hanımları toplanmıştı. Avlunun ortasında Berfin hanım, Burçin hanım, Buket hanım ve kızları varken mutfak kapısının yanından da Nimet hanımlar bakıyordu.

Merwan siyah bavulu sürükleyerek korumanın kullandığı arabanın bagajına yerleştirdi. Görüş açıma Sümeyye girince dikkatimi ona verdim.

Gitmeye ikna etmişlerdi belliki. Oysa pek kararlıydı.

Miran en son ben dönünceye kadar gitmiş ol demişti. Şimdi o gelmeden gidiyordu.

Berfin hanıma yaklaşıp sıkıca sarıldılar. Kan bağları yoktu ama yengesiyle ne kadarda benziyorlardı.

Buket hanımalada gelişigüzel görüştükten sonra annesine yaklaştı. Doğa ve Lale'ye yaklaşmamıştı bile.

Annesiylede görüştükten sonra etrafına bakınırken beni gördü, sanki benim burda olduğumu hissetmişti. Bu uzaklıktan bile yüz ifadesini seçebiliyordum. Sinirli ve öfkeliydi.

Ona tezat dudağımın kenarı alayla kıvrıldı. Omuzlarımı düzelterek kafamı dikleştirdim. Kim olduğumu ve nerede olduğumu görmeliydi. Görmesine görmüştü fakat hiçbir zaman kabul etmedi.

Kibri ve egosu bitirdi onu. Gereksiz hırsları ve çırpınışları. Halbuki hislerini gömmeyi becerebilseydi bu şekilde olmazdık.

İyiler kötüye dönüşebilirdi. Ama kötüler hep kötü olarak kalırdı. En azından ben öyle düşünüyordum.

Biraz daha avluda zaman geçirdikten sonra arbaya yaklaştı. Arka kapını açarken son kez arkasına dönerek bana baktı. Elimi hafifce havada sallayarak kısık sesle "Güle güle, Sümeyye'cim." diyerek kocaman gülümsedim. Hızla önüne dönerek arbaya binip kapını sertçe kapattı. Ve araba yavaş yavaş konaktan uzaklaştı.

Sümeyye'den bu kadardı.

Derince nefes alarak kafamı gökyüzüne kaldırdım. Gözlerimi kapatıp yine derince nefes aldım. Omuzlarımdaki yüklerden birisi kalkmıştı sanki. Sanki havalar daha ferahtı, kalbim daha rahat kanat çırpıyordu ve rahatca nefes alıyordum.

Kara Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin