5. "Miran KARA"

33.2K 1.2K 349
                                    

OY VERELİM LÜTFEN❤️
_______________________________________

OY VERELİM LÜTFEN❤️_______________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🔸

Miran KARA'dan


İyi niyet insanı yıpratan bir duygu.

Hisler ve duygular insanı kendi kölesi yapar, yapmam dediğin bir çok şeyi yaptırırdı. Ben bir çok hislerin esiriydim ama bir tek sevgi hissini tatmamıştım. nasıl bir şey olduğu hakkında en ufak fikrim yoktu.

Daha yirmi yaşımda babamın beni kendi koltuğuna oturtup ağa yapması beni bir çok yönde değiştirdi. Altı yıldır istemediğim bir cehennemde kavurulup küle dönüyordum.

Aşiret ağa'sıydım. Kasabının da ağa'sı sayılırdım. Çünkü sahip olduğum aşiret en köklülerdendi. Bu da gücümün ve söz hakkımın olmasına sebebiyet veriyordu. Her konuda adaletli davranmam şartdı. Çünkü bir ağa olarak törelere gönülden inanmalı ve bağlı olmalıydım.

Yorgundum. Bedenim dahil zihnim, ruhum yorgundu. Onca insanın yükünü taşımak artık ağır geliyordu. Başkalarının hayatlarına karar vermek, bedel ödetmek, onları korumak, kendi işlerimi halletmek artık hepsi zor geliyordu.

Şimdi de mutlu değildim. Kıymetlimi aldılar diye canlarını yakmak istedim. Ama benim canım yanıyordu sanki. Neden böyle hissettiğimi de bilmiyorum. İstediğimi yapmıştım ama içim rahatlamamıştı. Aksine içim daralıyordu.

İstesem bile ondan nefret edemiyordum. Günahı bile yoktu. İki can gitmesin diye, iki canı yok saydım. Hükmü ben vermiştim ama benim içinde zordu.

Kadehden son damlaya kadar içkimi içerek sehpanın üzerindeki içi dolu küllüğün yanına sertçe bıraktım. Avuçlarımı iki yandan şakaklarıma bastırdım. Kafam çatlıyordu. Gecenin bilmem kaçıydı. Ofise çevirdiğim odamın içinde oturuyordum. Daraldığımı hiss edince gömleğimin iki düymesini açtım. Kafamı arkaya doğru koltuğun tepesine yaslayarak gözlerimi kapattım. Sol elimle yüzümü sıvazlarken yanağıma değen soğuklukla elime baktım. Alyans yüzüğümü görünce derince nefesimi verdim.

Bizi bu yola ben sokmuştum. Peki bu içimdeki belirsizlik neyin nesiydi.

Nikahıma aldığım kadın benim odamdaydı. Şuan beni bekliyordu belki, belki de ona dokunacağımı sanıp korkuyordu.

Yapmazdım. İstemedikce parmağımın ucu dahi dokunmazdı ona. Bu kadar şerefsiz değildim. Karım olsa dahi, zorlayacak kadar insanlıktan çıkmamıştım.

Öfkem ağır basıyordu ama yinede o kadın, iki düşüncesiz insanın bedelini ödeyecek diye düğün yaptırmıştım. Sol avucunun içinde ismimin baş harfi yazılıydı. Avuçlarında bizim için sürülen kınanın izleri vardı. Serçe parmağıma sürmek istediklerinde izin vermemiştim.

Kara Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin