3. "Kına."

35.4K 1.2K 333
                                    


Oy vermeyi unutmayın lütfen❤️
______________________________________________________________________________

Oy vermeyi unutmayın lütfen❤️______________________________________________________________________________

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

╭── ⋅ ⋅ ── ✩ ── ⋅ ⋅ ──╮
.


Tezer Özlü şöyle der:
"Sizin düzeninizle,
Akıl anlayışınızla,
Namus anlayışınızla,
Başarı anlayışınızla,
Hiç bağdaşan yönüm yok!"

Ne garip değil mi kadın olmak.
Kız çocuğu olmak.

Biz kadınlar bazıları için gurur, bazıları için hizmetçi, bazıları için namus, bazıları için ise eş'tik.

Namus'u sadece kadınların üzerinden yapmaları ne kadar da cahilceydi. Kaçıncı yüz yıldaydık ama hâlâ bu cahillik devam ediyordu.

Hele ki, Diyarbakır'ın bu soğuk sokaklarında Töre hakimken. Töreye, berdele kurban giden onca kadın varken. Sebepsiz yere sadece sevdi diye öldürülen onca aşıklar varken. Aşkları mahşere kalan kaç sevdalı varken...

Biz kadınların ahını alıyorlardı. Ruhlarını öldürüyorlardı ama ismine Töre diyorlardı. İsteklerimizi sormaz, kendi istediklerine mecbur bırakıyorlardı.

İzinsiz, rızasız gelin edeceklerdi beni. Tanımadığım, bilmediğim bir adamın gelini olacaktım.

Bedel ödeyecektim ben. Sebepsiz yere.

Sonra da çocuk isteyeceklerdi. Erkek çocuk. Olmayınca da kısırsın, kuma getireceğiz üstüne diyeceklerdi. Bu saydıklarım Töre'ye kurban giden gelinlerin kaderiydi.

İki gündür her iki konakta istemsiz bir telaş vardı. İki koca konakta iki sevdalı gönül, iki kadersiz insan vardı. İki insan sevinirken, kaç insan göz yaşı döküyordu.

Sabahın altısıydı. Yatağımda oturmuş boş boş duvara bakıyordum. Dün ne kadar zolasalar da çarşıya gitmemiştim. Ne seçecektim ki. Hiç takmayacağım altınları mı? Yoksa gelinlik diye giydirecekleri, beyaz kefenden farkı olmayan, kabarık bez parçasını mı? Yoksa çocuk için sevmediğim bir adamın koynuna girmek için giyineceğim gecelikleri mi?

Benim düğünüm oluyordu ve beni istemeye dahi gelmediler. Bir kere olsun gözüme bakmadılar, rızamı istemediler.

Ben onu tanımıyordum.

Göz rengini, sevdiği türküleri, en sevdiği yemeği dahi bile bilmediğim bir adamla evlenecektim.

Ama iki gündür de tek laf ağzımdan çıkmıyordu. Annem ve abim kaç kez konuşmak için kapıma geliyordu ama istemiyordum. Babam kararını vermişken onların konuşmaları boştu.

Ellerinden bir şey gelmiyorsa komuşmayacaklardı. Hepsi boştu.

Sadece dua ettim iki gün. Evleneceksem dahi kaderimi değiştir dedim. Allahım, sesimi duy diye yalvardım sadece. Zor olacaktı biliyorum ama küçücük de olsa umudum vardı. Belki bu evden gitmem benim için daha iyi olacaktı, belki de bulamadığım yuva sıcaklığını orada bulacaktım. Allahın hikmetinden sual olunmazdı.

Kara Gül Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin