Bu yaşıma kadar annemden sevgi görmemiştim. Beni hep görmezden gelmişti. Ben onunla konuşamıyordum bile. Genç kızların ilk arkadaşı genelde anneleri olurdu ama benim annem benim için yabancı gibiydi. Üzüldüğümde dizlerini uzanıp derdimi anlatamazdım. Okula giderken saçımı örmesini isteyemezdim. Ya da mutluluğumu onunla paylaşamazdım.
Her duygumu içimde yaşadım. Her olayda tek başımaydım. Hasta olduğumda bile çorbamı kendim yapmıştım.
Ama 17 yılın ardından öz annem ile küçükken hayalini kurduğum her şeyi yapabildim. Saçımı örmüştü. Beraber pasta yapmıştık. Kâbus gördüğümde yanımda olmuştu. Benimle uyumuştu ve daha nicesi.
Şimdi ise annemin kaza yaptığını öğrenmiştim . Kalbim korkuyla atarken hastaneye girmiştik. Buraya nasıl geldiğimizin farkında bile değildim. Tek düşündüğüm annemin nasıl olduğuydu. Onu kaybedemezdim. Geç bulmuşken annemi kaybedemezdim.
Bartu Özgür'ü arayıp hangi katta olduğunu soruyordu. Ben ise derin nefesler alıyordum.Bartu telefonu kapatıp üçüncü katta olduğunu söyledi. Asansörler dolu olduğu için koşarak merdivenlerden çıktık.
İleride gördüğüm kişiler adımlarım duraksadı. Doğan Bey sandalyelerden birine oturmuş başını elleri arasına almıştı. Özgür ve Barış yere oturmuştu ve gözleri kapalıydı. Akın ve Ömer abi yanlarında yoktu. Batu ve Bartu, Özgür'ün yanına gitti. Sarsak adımlarla Doğan Bey'in önüne geçtim ve dizlerimin üstüne çöktüm.
Başını kaldırıp kızarmış gözlerle bana baktı. "Du...durumu nasıl?" Sesim titriyordu. Gözlerim dolu doluydu. "Bilmiyoruz. Daha ameliyattan çıkmadı. Haber bekliyoruz." demişti kısık sesiyle.
Başımı dizlerine yasladım. O saçımı okşarken gözlerimden yaşlar düşmeye başlamıştı bile. Kaç dakika öyle kaldım bilmiyorum ama ayak sesleri ile kafamı kaldırdım. Akın ve Ömer abi geliyordu. Onlarında gözleri kızarmıştı. Ağlamamak için direniyorlar. Güçlü durmaya çalışıyorlar.
"Bir haber yok mu ?" Akın'ın sesi yorgun çıkıyordu. "Yok. Siz ne yaptınız?" Özgür'ün sorusu ile Ömer abi boş bir sandalyeye oturdu.
Akın ise yanıma gelip beni kaldırdı. Doğan Bey'in yanındaki koltuğa oturtup saçımdan öptü.
"Annem...Arabayla hastaneye geliyormuş. Yolda ilerlerken karşı yoldan da bir arabanın freni tutmamış. Kameralardan baktık. Annem arabaya çarpmamak için sağa kırmış ve ... " Ömer abi konuşmayıp başını eğdi. Bartu ve Batu'nun yanına geçip onlar gibi yerde oturdum.
Göz yaşlarımı sildim. "An...annemiz güçlü biri. O bizi bırakamaz ki. Hem ben daha ona anne diyecektim. Gidemez. Gitmemeli...." Göz yaşlarım daha da artarken Bartu beni kendine çekip sarıldı. Diğer kolunu da Batu'ya uzattı. Biz sarılırken kapının açılma sesi geldi. Hemen ayrılıp çıkan doktora baktım. Ayağa kalkınca diğerleri de kalkmıştı.
"Karım nasıl ? Durumu nasıl?"
Doktor yüzündeki maskeyi çıkarıp "Karın boşluğuna cam saplandığı için çok kan kaybetmişti. İç kanamayı durdurduk. Sol bacağında çatlak var. Biz elimizden geleni yaptık. Hayati tehlikesi devam ediyor ve tedbir amaçlı yoğun bakıma alacağız. Uyandıktan sonra normal odaya alırız. " dedi ve geçmiş olsun deyip yanımızdan ayrıldı. Hayati tehlikesi devam mı ediyor ? Nefes almakta zorlanınca tişörtümü çekiştirdim. Diğerleri tekrar yerine oturuken Akın yanıma geldi.
"Peri gel elini yüzünü yıkayalım." Başım ile onayladıktan sonra yürümeye başladım.
🧚🏻♀️
"Daha iyi misin ? " Akın'ın uzattığı suyu alıp içtim. Biraz hava almak için dışarıya çıkmıştık. "Değilim. Hiç iyi değilim. Annem yaşam savaşı verirken...Ben iyi değilim." Gözlerim tekrar dolmuştu. Beni göğsüne çekip sarıldı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Üçüz Derken | Tamamlandı
Genç KurguÜÇÜZ SERİSİ - 1 Yıllarca aile baskısı gören , aile sevgisinden mahrum kalan Peri. Babasına gelen telefon ile doğumda karıştırıldığını öğrenir. Peki bundan sonra ne olacak? Peri abilerine , üçüzlerine , anne ve babasına alışabilecek mi ? Peki abiler...