HALAS
Bu kızın ne işi vardı burada? Zamanında onu taciz edip uyuşturucusunu da verip gitmiştim. Gerçi on yaşında bir barda 'bu yandaki odalarda ne yapılıyor' dediğinde 'senin yaşına uymaz' dediğim zamanı düşünüyorum. Bana o gün 'uyar bir kere olsun deneylim' demişti. O istemeseydi ben bunu yapmazdım. Henüz o kadar cani değilim. Ben de on sekizimdeydim. Ben de çocuktum. On yaşındaki birine ilgi duymazdım.
"ne?" dedi Gece nefes nefese. Başı dönmüş olacak ki kapıya tutundu ve eliyle başını tuttu. "Ha- Halas mı?" kafasını bana çevirdi. "Doğru mu Halas?" dedi.
"neyden bahsediyorsunuz?" dedim. Bu küçük kızın taciz mevzusunu açacağını düşünmüyorum. O cesaretsizin teki. Yıllardır kimseye anlatamadı.
"Bu kızı taciz ettin mi etmedin mi!?" diye bağırdı Gece cırtlak bir sesle. Öyle bir bağırıştı ki benim boğazım acımıştı.
"Etmedim." dedim korkarak. Gerçekten de anlatmıştı.
"yalan söyleme." dedi küçük kız sesi titreyerek.
"ya ettim. Ama düşündüğün gibi değildi. Kendisi istedi." dedim kekeleyerek.
"ya daha on yaşındaydım on! Neyin ne olduğunu nasıl bileyim ben? Sana bir şey sormuştum. Bana kimse sonuçlarını anlatmadı." dedi kız.
Gecenin gözleri karardı adeta. Üzerime yürümeye başladı. Beni itekledi. Masaya çarptım.
"Sen bir canisin. İnsanların hayallerini yıkan bir yaratıksın. Seni babama anlatacağım. Bu kızı da tanık olarak götüreceğim. Çeten falan varsa her şeyini alacağız elinden. İnsanların hayatını zehir etmekten başka bir şey yapmıyorsun." Dedi bana dişlerinin arasından Gece.
Hala masanın önünde duruyorduk. Beni babasına söylerse o geri kafalı polislerin elinde hiçbir şeyim olmadan saatlerce işkence görecektim. Buna izin veremezdim. Küçük kızın çorba içtiği tabağa baktım. Ardından yanındaki kaşık ve çatala. Çatalı elime aldım.
"yaklaşma! Saplarım!" diye bağırdım. Gece geri geri yürümeye başladı.
"git... git... yaklaşma bana... cezanı babam kesecek..." dedi nefes alamayarak. Arkasındaki kalorifere yaslandı. Tutundu.
"baban cezamı mı kesecek? Ağzını bile açmayacaksın." dedim. Elimdeki çatalı bacağına sapladım. Acılı bir çığlık attı. Dişlerimi sıktım. "bu daha hiç bir şey. Bağırma. Babana söylemekte kararlıysan daha da fazlasını göreceksin." dedim dişlerimin arasından.
Yere doğru çömelmeye çalıştı bacağını tutarak. O sırada kalorifer peteği kırıldı. Bir bana bir de elindeki kalorifer peteğine baktı. Kalorifer peteğini alıp kafama vurdu. Çok güçlü bir vuruştu. Yere yığıldım. Ve o an aklıma tek bir fikir geldi.
Gözlerimi kapattım. Ölmüş gibi görünüyordum. Kafamdan kan aktığını hissedebiliyordum. İşte bu tam da beni ölmüşüm gibi gösteriyordu.
"ah! Öldü! Öldü! Gel buraya!" dedi mutlulukla bağırarak Gece küçük kıza. Kız ona doğru koştu. Ona sarıldı ve gözlerini kapattı.
Tam o sırada cebimdeki bıçak geldi aklıma. Yavaşça, ses çıkarmamaya çalışarak, onların yaşadığımı anlamamasını sağlamaya çalışarak cebimden bıçağı çıkardım. Gene yavaşça, hafif hareketlerle doğrulmaya çalıştım. Ayağa kalktığım sırada küçük kız gözlerini açtı ve beni fark etti.
"ha!" dedi korkmuş bir şekilde. Parmağımı ağızıma götürerek sus işareti yaptım. Ama o beni dinlemedi.
"Gece! Dikka-" dediği sırada nefesi kesildi. Çünkü Gece'nin sırtına bıçağı geçirmiştim.
Yavaşça yere oturdu. Bıçağı sertçe sırtından çıkardım. "şimdi gidersin 'GMFU' mu dinlersin 'Kerosene' mi dinlersin ne dinlersen dinle. O gün bir de kulaklıklarını da takmıştın ya. O gün, o kapıdan içeriye girmeyecektin." dedim.
"Bence herkes öldürür sevdiğini. Ben bunlardan hiç birini dinleyemem. Ben-" yarasını tuttu. "ben sana aşık olmuştum." dedi ve gözlerini kapattı. Yere yığıldı.
"ne demek aşık olmuştum lan!" diye bağırdım. Beni ilk defa birisi sevmişti ve ben onu öldürmüş müydüm? Artık onu tamamiyle öldürmeliydim. Sadece bedensel değil. Hayallerimde, umutlarımda, keşkelerimde...
Elimdeki bıçağı bir kez daha karnına sapladım. Ve tekrar. Ve tekrar. Ve tekrar.
Küçük kız beni tuttu. "tamam yeter artık bırak! Öldürdün işte daha ne istiyorsun! Kızı paramparça ettin zaten. Kalbini, hayallerini... Bırak da Bari cenazesi sağlam çıksın!" diye bağırdı bana.
"yalan söylüyor... Yalan söylüyor değil mi?" dedim zorlukla. Bağırarak ağlamaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Dilek
Mystery / Thrillerkendisini tanrının görevlendirdiğini söyleyen, simsiyah giyinmiş, kapüşonlu ve kapüşonundan yüzü görünmeyen bir adam... tanrının seçtiğini söylediği insanlara son 3 gününün kaldığını söyleyip onlara bir dilek hakkı sunar. seçtikleri dileği ise ne ol...