HİKAYE DÜZENLENMİŞ BİR ÇOK YER DEĞİŞMİŞTİR.
Defne & Selim
"Ben mi bir şey yaptım ? Sana umut verecek bir davranışım mı oldu benim ?"
Bakışları canımı acıtıyordu.
"Merak etme sen her seferinde yerimi bana çok güzel hatırlattın, umut vermeyi bırak he...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sen kocaman bir hayal kırıklığısın.
♡♡♡
"Baba nerdesin !"
Bağırarak girdiğim ofiste herkesin bakışları bana dönmüştü. Ayağımda ki ev terliklerim, dünden beri üzerimde duran elbisem ,yağmurdan sırılsıklam olmuş halimle koşturarak babamın odasına gidiyordum.
Kapının kolunu kırarcasına açıp içeriye girdiğimde babam ve Kerem'in bakışları bana döndü.
Acınacak bir halde duruyordum. Yıkılmış tüm hayatı elinden çalınmış birisi zaten nasıl olabilirdi ki başka.
"Ne oldu sana Defne? Bu halin ne senin?"
Kerem büyük adımlarla yanıma geldi. Üzerinde ki ceketi çıkarıp omzuma bıraktı.
Hem soğuktan hem de yaşadıklarımın etkisiyle titreyen vücudumla masada oturan babama ilerledim.
Yüzüme yayılan alay dolu sırıtmamla kızarmış gözlerimi onun yeşillerine çevirdim.
"Duydun mu baba, bana ne olduğunu soruyor? Beni neyin bu kadar darmadağın ettiğini merak ediyor. Açıklamak ister misin?"
"Söylesene, anlatsana ne yaptığını baba? Bana bunu nasıl yaptın açıklasana?"
Gözlerine baktım uzun uzun, bir pişmanlık görmek bir acı kırıntısı hissetmek için uzun uzun baktım o gözlere.
"Diğer türlü daha çok üzülecektin. Asla devam edemeyecektin hayatına. Ama bak böyle yaparak senin hayatının sürüp gitmesini sağladım. Belki bir süre daha uyanmasaydı hayatına başkasıyla devam edecektin."
Gözleri Kerem'e kaydığında soğuk kanlılıkla söylediği cümle bir kez daha yıktı beni.
Pişman değildi.
Diyecek bir şey ararken devam etti.
"Yine olsa yine aynısını yaparım."
Hırsla yanına adımlayıp ıslak ellerimle göğsünden ittirdiğimde arkaya doğru yalpaladı.
"Bıraksaydın da ben karar verseydim buna! Bıraksaydın da hayatımın yönünü ben çizseydim. Yaşamakmış.. Sen buna yaşamak mı diyorsun baba? Öldüm ben öldüm! Her gün defalarca kez öldüm ben. Nasıl sustun baba sen? Benim her gün öldüğümü göre göre nasıl daha iyi olduğumu düşündün? Ben ölmeyi denedim ya sırf Selim'e kavuşmak için. Her şeyde yanımdaydın. Sen teselli ettin baba Selim'in yaşadığını bile bile nasıl sustun?"
Gözlerinde kısa bir an acı görsem de toparlanıp bakışlarına yine o duvarı yerleştirdi.
"Şuan şokta olduğun için beni anlamıyorsun ama zamanla hak vereceksin."