🔥🏘️
Arkadaşlar...inanın bende hüzünlü bölümleri geride bırakmak istiyorum...Bu yüzden Allah izin verirse yakındır mı?OOO
27. Bölüm
"YANGIN YERİ"
"Baba! Bende krampon istiyorum!" diye bağırdı minik kız. Ayağındaki pembe spor ayakkabılarından nefret ediyordu. O kadar küçük yaşta nefreti ilk önce pembe spor ayakkabılarında öğrenmişti.
"Canımın içi şimdilik bunları giysen olmaz mı? Bak Sarp maça geç kalacak."
"Hayır!" Sesi boyundan büyüktü minik Sare'nin. "Bende kırmızı krampon istiyorum!" Kartal hiç şüphe etmeden minik kızını kucağına aldı. Belki yol boyu bu şekilde konuşursa en azından Sarp'ı maça yetiştirebilirdi.
"Kırmızı istediğine emin misin bir tanem?"
"Eminim ki!" dedi Sare kollarını önünde birleştirerek. "Neden bana inanmıyorsun?"
"İnanıyorum tabii ki de. Neden inanmayayım?" Kartal bir yandan kızını taşıyor diğer yandan da Sarp'ı elinden tutuyordu. Sarp'ın gittiği halı saha evlerine yakın olduğu için yürümeyi tercih etmişti.
Sarp'ın içindeki Sare'yi gıcık etme duygusu küçüklükten beri vardı. "Neden kırmızı? Sen kırmızı alma. Kırmızı krampon benim."
"Sana ne Sarp? Hem kırmızı sana daha çok yakışmıyor."
"Bana daha çok yakışıyor."
"Hayır bana yakışıyor!""
"Bana yakışıyor!"
"Çocuklar!" Bazen insanın tepesi atıyordu işte. "Lütfen sakin olun. Sare. Neden kardeşine öyle diyorsun?"
"Ben bir şey demedim."
"Kırmızı sana yakışmıyor dedin."
"İlk önce o dedi." Anladığımıza göre Sare'nin bu laf bağışlamazlığı en küçüklüğünden geliyordu. "Sare." Dedi babası bakışlarını küçük Sare'nin üzerine dikerek. "Neden yalan konuşuyorsun?"
"Yalan konuşmadım."
"Hala konuşuyorsun." Kartal kızının tavrını irdelemek yerine yaptığı hatadan dönmesini sağlamaya çalışıyordu ancak Sare inat etmişti bir kere. Sonuna kadar inkar edecekti.
"Tamam o zaman." Dedi Kartal. "Yalan söylediğini kabul etmezsen sana krampon almayacağım." Sare'nin inadı belki de doğduğu ilk andan beri vardı. O an da inat etti. Kabul etmedi yalan söylediğini. O bu şekilde davranınca Kartal'da sözüne sadık kaldı. Sare her ne kadar o kramponu can-ı gönülden istese de Kartal bunu gelip geçici bir heves sandığı için gerçekten krampon almamıştı. Üstüne üstlük inandığı bir gerçek vardı. Her hatanın bir cezası olmalıydı. Olmalıydı ki ders çıkarılacak bir sonuç olması gerekirdi. Belki de kendisi de şu an hatalarının cezasını çekiyordu. Yıkılmaz denilen çınar yıkılmıştı. Hem de hiç beklenmedik an da olmuştu yıkılış.
Hiç yakışıyor muydu şu yeşil örtü koskoca başkomisere? Ecrin'in kapıdaki feryatları ne olacaktı peki?
Acıyla inliyordu kapıda Ecrin. Gençlikleri gelip geçti gözünün önünden. "Hayır!" diyordu. "Hayır! Kimse bir şey yapamaz ona! Hiçbir şey olmaz Kartal'a!" Meriç tutmaya çalıştı teyzesini. İçi gidiyordu. Nasıl bir şeye sebep olmuştu böyle? "Çekik önümden!!" diye bağırdı. "Tutma beni!" Feryat figan kopuyordu hastanede. "Teyze dur lütfen!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakın Mesafe
ChickLitAşka dair olan kriterlerim annem ve babamın yaşamış olduğu aşk yüzünden arşa çıkmışsa ne olmuş? Bu benim suçum mu? Ben ki Leyla Sare Alateş, Nam-ı değer Kartal Alateş'in aşkına nail olan Ecrin Alateş gibi şanslı olamayacaksam? Aşka inanmaya ne gerek...