28. Bölüm: VEDA

129 20 47
                                    

Bugün hepimizin acı günüdür. Bu yüzden bölüme başlamadan önce üç gulhu bir elham okuyabilirsiniz.

OOO

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

OOO

28. Bölüm

"VEDA"

Demek ki bir insanın hainlik yapması için karşısındaki insana karşı herhangi bir kötü düşünce beslemesine gerek yokmuş. Bariz bir şekilde deliler gibi sevdiğin insana da hainlik yapabiliyormuşsun. Ben en acı şekilde bunu deneyimlemiştim. En azından girdiğim yoldan sapmazsam deneyimleyecektim.

Yatağımda bomboş yatarken yanımda Hilal vardı. Yatağımın yanına bir sandalye çekmiş saçımı okşuyordu. "Kutlu'nun yapmadığına çok eminim." dedim. Kimin yaptırdığını adım gibi biliyordum ancak kimin yaptığı kocaman bir muammaydı benim için. Nil ısrarla Kutlu diyor, Kutlu'yu işaret ediyordu. Öğrenmiştim ki Kutlu ısrarla kendi yapmadığını savunuyordu. Buna rağmen bıçakta onun parmak izi çıkmış...yine de inanmam. İnanamam. Eğer en yakınımdan böyle bir hainlik görürsem içimdeki nefreti asla susturamazdım. Hainliğe karşı tutumumu bildiğimden dolayı yaptıklarım bu kadar koyuyordu ya zaten.

"Konuşmayalım bunları." Hilal'in şüpheleri vardı sanırsam. "Sen konuşmazsan, ben konuşmazsam kim konuşacak?"

"Bilmiyorum Sare."

"Bilinmeyecek bir şey yok." Dedim biraz agresif bir tavırla. Onun bu hallerinden nefret ediyordum. Bazen sorgulamamak gerekirdi. Eğer karşındaki insanın ciğerine kadar biliyorsan bunu zaten yapamazdın ama Hilal her zaman sorgulamayı tercih ediyordu. "Kutlu yapmadı."

Düşünceli bir tavırla saçlarımı okşamayı bırakmadan konuşmaya devam etti. "Diyelim ki yapmadı. Neden tüm yollar ona çıkıyor anlamış değilim. Herhangi bir bağlantısı yoks-"

"Yeter Hilal." Yattığım yerden dikeldim. Saçlarım omuzumdan önüme doğru döküldüler. "Kutlu masum çıktığında bu düşündüklerinden utanacaksın. Bazen sadece inanmalısın. Söz konusu insan benim babam olmasına rağmen ben bile Kutlu'ya senin gibi bakamıyorum."

Bu yegane sohbetimizin sebebi Kutlu'nun bugün ki duruşmasıydı. Hiçbir suçu olmamasına rağmen duruşmaya çıkacaktı. Kara savcı, Kutlu lehine bulunan delillerin yetersizliğinden ve Kutlu aleyhine olan delillerin yeterliliğinden dolayı dosyayı sulh mahkemesine devretmek zorunda kalmıştı. O kadar ilgimiz olmayan işlerdi ki bunları dile getirmek bile çok garip geliyordu. Biz eğleniyorduk, gülüyorduk, söylüyorduk ama asla bu duruma düşmüyorduk. Daha doğrusu düşmemiştik. Hayatımıza ne değişmişti de böyle olmuştu? Bilmiyordum.

Hilal'le şöyle bir durumda tartışmaya girmeden konuyu kapatmıştık. O mahkemeye gelemeyecekti. Belki de gelmemesi en iyisiydi. Okulda veli toplantısı vardı. Bu yüzden geç kalmamak adına beni bırakıp gitmek zorunda kalmıştı.

Yakın MesafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin