Aşka dair olan kriterlerim annem ve babamın yaşamış olduğu aşk yüzünden arşa çıkmışsa ne olmuş? Bu benim suçum mu? Ben ki Leyla Sare Alateş, Nam-ı değer Kartal Alateş'in aşkına nail olan Ecrin Alateş gibi şanslı olamayacaksam? Aşka inanmaya ne gerek...
Bu arada, sizce çilek bir kız meyvesi midir yoksa erkek meyvesi mi?
🙊🙊🙊
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
30.Bölüm
"ANSIZIN"
"Anne tertemiz evi tekrar neden temizliyoruz?"
"Kızım iyi misin sen? Yengen en son 1 hafta önce temizletmiş. Olmaz. Sen şu bezi alıp pervazları silmeye devam et." Yerde sürünmekten dizlerim parçalanmıştı sanırsam. Geldiğimizden beri bir temizlik derdine düşmüştük. Oysaki Enes abinin annesi yani annemin amcasının karısı her hafta eve temizlikçi sokuyordu. Buna rağmen annem evi gördüğü gibi çılgına dönmüştü. Oysaki benim sakin ve huzurlu geçen yolculuktan sonra böyle bir eziyete tutulacağımı bilmem lazımdı.
El mecbur yaklaşık 1,5 saat kadar pervazları silmeye devam ettim. Sil sil de bitmiyordu yani. En son küçük misafir odasının pervazını silerken çektim isyan bayrağını. Geldiğimiz günden beri temizlik yapıyorduk. Lütfen annelerin şu temizlik aşkı kaldırılabilir miydi.
"Anne ben yengelere gidiyorum." Cevap beklemeye ne hacet? Tam tersine cevap gelecek diye korkuma altımdaki şortu değişmeden fırladım dışarı. Hava soğuktu. Üzerimdeki sweat ve şort oldukça zıt bir görüntü içindeydiler.
Köye geldiğinizde yemin ederim ciğerlerinizin şenlendiğini anlayabiliyordunuz. Oksijenin kalitelisini içinize çekiyordunuz bir kere. Kendinize bundan ala yapabileceğiniz bir iyilik mi vardı?
Etraftaki çiçekleri böcekleri ilk defa görüyormuş gibi yol boyunca on yerde durup fotoğraf çektim. Yerli turist denen varlık tam olarak ben oluyordum.
Muhtemelen bok çiçeği olduğunu düşündüğüm çiçeğin resmini çekerken geçekten doğru bir şey önüme atladı. Bir şey dediğime de bakmayın Meriç'ti bu. Güya birkaç gün önce yağan yağmur fındık bahçemizden bir kısmı alıp götürdüğü için babamlar cümbür cemaat yerlere bakmaya gitmişlerdi.
"Senin beni korkutmak gibi bir hobin mi var?"
"Niye korkuyorsun yavrum? Ne güzel çıktım içte bahçeden."
"Ne güzel mi çıktın? Yengenin öküzü geliyor sandım."
"Ne?" Başkası olsa alınırdı işte. Meriç'se ona öküz dediğim ihtimalini bile göz önünde bulundurmadan bastı kahkahayı. "Güzelim şu kadar narin bir insanı nasıl öküze benzettin ya."
"Maşallah." Elini tutup şöyle bir bakış attım. "1.87 boyunda kaslı maslı ne narinsin sen öyle."
Yüzündeki gülümsemeyi soldurmadan "E yavrum bizim narinlik bu kadar. Bundan aşağısı kurtarmıyor."
