21.Bölüm: ÇEYİZ

132 20 7
                                    

Kurban olduğuuuum. Bu aralar sık karşılaşıyoruz he. Allah daim etsin inşallah. 

Nabersiniz? Napıyorsunuz? Nasıl gidiyor? Vallahi benim yoğun gidiyor ama böyle kendime de vakit ayırmaya çalışıyorum. Kendime vakit ayırmaktan kastımsa kitap yazmak 😂

Sizleri seviyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum.

Sizleri seviyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

OOO

21.Bölüm

"ÇEYİZ"

Her geçen gün üzerime daha bir ağırlık çöküyordu. Artık annem bir derdim olduğunu anlamış olacaktı ki sürekli bana bir şeyler sorarak aklımı dağıtmaya çalışıyordu.

"Bence bir süre çalışma." dedi bu sefer. Salonda beraber oturmuş kitap okuyorduk. Küçük bir kitap okuma saati ayarlamıştık kendimize. "Neden böyle söyledin?" dedim bakışlarımı kitaptan ayırmadan. Franz Kafka 'Babaya Mektup' okuyordum. Şu an ki ruh halime oldukça uygundu.

Göz ucuyla kitabını kenara bıraktığını ve yanıma geldiğini gördüm. İyice bana doğru sokulduğunda saçımı okşamaya başladı. "Annenim ben senin. Bir derdin olup olmadığını hissederim. Anladım ki bu iş hayatı seni biraz hırpaladı. Baksana şu haline. Allah korusun ölüden hali yok. Ben anlamıyor mu sanıyorsun sırf üzülmeyeyim diye laf söz ettiğini?" Annemin iyi bir gözlemci olması hiçbir zaman hoşuma gitmemişti. Olayları çok derinlemesine açmadan sadece "Haklısın." dedim. "Biraz dinlenmek mantıklı."

Biliyordu derdimi ona karşı şu an açmayacağımı. Bu yüzden üstelemedi. "Hatta ben izin alırım ve birkaç günlüğüne tatile çıkarız? Nasıl fikir?"

"Anneannemi de alıp Samsun'a gideriz. Belki Karadeniz havası iyi gelir."

"Hay yaşa!" Büyük bir mutlulukla bana sarılırken bende ona karşılık verdim. İkimizde duygu patlaması yaşıyorduk. Bana sarılmayı bırakmadan "Ben her zaman yanındayım güzel kızım benim. Bu hayatta hiçbir dert senden önemli değil. O yüzden asma güzel suratını." dedi ve peş peşe yüzümü gözümü öpmeye başladı. Kim ne derse desindi. Anne sevgisi her şeyden farklıydı.

"Eee ne yapacaksın bugün? Hilal'in çeyizini serecekmiş yengenler. Gelecek misin?"

"Akşam seriyorlardı dimi?" Bu aralar bana bir unutkanlık da vurmuştu. Meriç'in söyledikleri beynimde öyle bir yer kaplamıştı ki geri kalanı yok olup gidiyordu herhalde. "Evet. Öyle zaten bizimkiler arasında olacağı için dayınlarda toplanalım dedik. İlk önce hep beraber akşam yemeği yiyeceğiz sonra erkekler gidecek." Bir zahmet gitsinlerdi. Hilal'in aldıklarını Ilgaz bugünden görürse kalp krizi geçirebilirdi de ondan.

"Tamam." Dedim yerimde doğrulurken. "Benim şirkete gidip şu son evrakları vermem lazım. Oradan da yengemlere geçer sofradır bilmem nedir yardım edeyim."

Yakın MesafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin