22.Bölüm: İTİRAF

163 24 71
                                    

"Ay kim kime neyi itiraf ediyor kız" dediğiniz duyar gibiyim. Bende diyorum ki "Kız kim kime neyi etmiyor kiiii!" 

 Bende diyorum ki "Kız kim kime neyi etmiyor kiiii!" 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

OOO

22.Bölüm

"İTİRAF"

Pazar kahvaltılarının önemi bizde çok öncesinden gelirdi. Annemin söylediğine göre kendisinden bile önce, anneannem ve babaannemler arkadaşlarken bu aktiviteye başlamışlardı. Bizse şimdi çok fazla devam ettiremezsek de arayı çok açmadan aynı bu şekilde Pazar kahvaltıları düzenlerdik.

Annem herkesten önce kalkmış hazırlıklarına başlamıştı. Babamsa hala uyuyordu. Benim uyanmamın sebebiyse biraz anneme yardım edip gönlünü almaktı. Dün içimdeki sıkıntıyla ona çıkışmıştım ancak onun hiçbir suçu yoktu.

Elimi yüzümü yıkadıktan sonra annem her ne kadar dişlerimizi yemekten önce fırçalamamızı aşılasa da bunu yapmamıştım. Daha doğrusu bir türlü yapamıyordum. Yemek yedikten sonra dişlerimi fırçalamazsam diş fırçalamanın amacı ne olurdu ki diye düşüncelerime hakim olamıyor, işin sonundaysa kendimi yine yemekten sonra diş fırçalarken buluyordum.

Bugün giyeceklerimi dünden düşünmeme rağmen mutfakta çalışırken üzerime bir şeyler dökülür korkusuyla pijamalarımı çıkarmadan lavabodan sonra direkt annemin yanına geçtim. Beni uyanmış görmeyi beklemiyor olacaktı ki ufak bir şaşırmıştı. "Aşkım sen neden kalktın bu saatte? Biraz daha uyusaydın ya." Saygıdeğer mabadımı tezgaha doğru yasladım. "Sana yardım edeyim dedim. Kötü mü demişim?"

"İyi demişsin demesine de zaten yapılacak çok bir şey yoktu. Teyzenler tutturdular masayı biz donatacağız diye bende gıkımı çıkarmadım. Zaten canıma minnetti vallahi." Dün sanki aramızda hiçbir şey olmamış gibi asla tavır koymadan konuşmasının üzerine kendimi biraz daha suçlu hissetmiştim. Çünkü onun böyle yapacağını bilmeme rağmen dün üzerine gitmiş ve kalbini kırmadığımı düşünerek güzelce uyumuştum.

"Anne." Omuzuna yerleşen elim onu kendime çevirmek içindi. "Efendim kuzum?"

"Özür dilerim. Dün seni kırdım ve o an bunu fark etmedim. Anlarsın ya, sadece biraz sinirliydim." Şimdi Meriç'ten ne farkım kalmıştı ki?

Annem elindeki her şeyi bırakım tüm gücüyle bana sarıldığında kalbimin kenarında köşesinde açılan yaraların birer birer kapandığını hissedebiliyordum. Anneydi işte, nereye dokunsa orada güller açıyordu.

"Ben sana kırılmadım ki. Sadece o duruma düşecek kadar üzgün hissetmene üzüldüm. İnsanlar her zaman eşref saatinde olmak zorunda değil ve sende bir insansın. Bu yüzden eşek saatinde olmanı anlayışla karşılayabilirim." Kendimi bildim bileli annem böyle bir anne olmuştu. Bir kere bile bize şiddet uygulamazken yıkıcı olmak yerine yapıcı olmayı tercih etmişti. Bundan ötürü onu örnek almamak elde değildi.

Yakın MesafeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin