24. Bölüm

69 10 22
                                    

"Ah, ne bütün gece burada mı uyumuşum?"

Güneş ışıklarının odayı doldurmasını izlerken yattığı yerden doğruldu Jisung.

Kilitledikleri kapının ardından bir kedinin kapıyı tırmalama sesi ve tiz bir sesle miyavlaması duyuluyordu.

Bu kedinin sonnie olduğunu düşündü genç oğlan. Çünkü minhoyla geçirdiği zamanlarda sonnienin minhoya ne kadar düşkün olduğunu anlamıştı.

İlk kedisi olmasından kaynaklanıyordu herhalde.

Minhonun hâlâ belinde olan ellerinj nazikçe yatağa bıraktı. Kapıda ağlayan kediyi öylece bırakamazdı da zaten.

Kapıyı açtığında tam da tahmin ettiği gibi sonnie içeri dalmıştı. Minik patilerinin izlediği tek yol minhonun yatağıydı. Bu görüntüyle beraber gülümsedi jisung.

Daha sonra aklına annesini aramadığı geldi ve teleşla telefonuna uzandı.

Açtığında kuzeninden annesinden arkadaşlarından hatta babasından bile gelen bir sürü cevapsız aramayı buldu gözleri.

Onun için ilk haber vermesi gereken kişi annesiydi. Saat daha erken olduğu için mesaj kutusuna girdi fakat annesinin attığı son mesajla biraz olsun rahatlamıştı.

Yine de özür mesajı yazacakken duyduğu ses ile irkildi.

"Annene ben haber verdim minhoyla uyuyakaldığınızı çok endişelenme"

"Teşekkür ederim Eun teyze. Annem benden haber alamasaydı gerçekten endişelenirdi."

"Bilmez miyim anneler böyledir işte haber alamayınca hep en kötü senaryoları düşünürüz."

"Hm hm anlıyorum."

"Jisung senden bir şey isteyebilir miyim?"

"Tabiki"

"Minho seninle konuşmaya başladığı zamandan beri çok mutlu. Önceden bizimle konuşmazdı bile, fakat şu an jihunla konuşmasa bile benimle ve babasıyla konuşuyor. Sen ona iyi geliyorsun. Bir hata yapsa bile onu affetsen olur mu? Onu hiçbir zaman bu kadar mutlu görmemiştim."

"Zaten ondan ayrı kalmayı pek düşünmüyorum Eun teyze. İçin rahat olabilir."

"Teşekkür ederim tekrardan. Minhoyu da uyandır da okula gidin hadi. Sen de böyle okul kıyafetlerinle uyumuşsun ama kusura bakma hastane işi çıkınca aklımızdan uçup gitmiş."

"Ah hayır sorun değil. Ben minho hyungu uyandırayım."

Eun hanım odadan çıkarken jisung minhonun yanına oturmuştu. Güneş ışığı yüzüne çarptığı için kasılan gözlerini izledi bir süre. Bu haliyle bile oldukça etkileyiciydi.

Tanrıya teşekkür etti. Minhoyla bu kadar yakın olmalarına izin verdiği için. Yaptığı şeyler belki doğru değildi ama hissettiği bu duygu onu bulutların üstünde hissettirecekse yanlışı seçmekten de çekinmezdi.

"Minho"

"Hm"

"Uyanmalısın artık okula gideceğiz."

Yine sessiz bir mırıltı dışarı çıkmıştı minhonun dudaklarından. Gözlerini sadece jisungu görebilecek kadar araladı. Sonra onu da yanına çekti.

Böylece jisungun kokusunu boynundan alırken olmadığı kadar iyi hissediyordu kendini minho.

Jisungsa boynuna çarpan sıcak nefeslee yüzünden huylanıyor ve kıkırdıyordu durmadan.

Minho onun parlak tenine bir öpücük kondurmasaydı kıkırdamaya devam da ederdi doğrusu.

Fakat şuan boynundaki sıcak nefesleri unutmuştu sadece minhonun bıraktığı küçük öpücük vardı aklında. Teni cayır cayır yanıyordu. Bunu daha fazla düşünmek istemediği için dudaklarını dişlemeye başladı. Ağzına metalle karışık şekerli bir tat geldiğinde bıraktı bunu da.

Okul_ifşa ^ Minsung^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin