19. Bölüm

74 10 33
                                    

"Hyung... bence artık hepimiz gitmeliyiz"

"Biraz daha durabilirdiniz yani eğlendiyseniz tabi"

"Yani evet çok eğlenceliydi ama oyun konsollarının bozulmamasını istiyorsan bizi kovmalısın"

"ㅋㅋㅋㅋㅋ bozulması sorun değil , zaten bizim evde benim çevremdeki maddi konular pek de önemli sayılmaz ama gitmek istiyorsanız gidebilirsiniz."

"Bir dakikaa~ ben hemen gelicem hyung. Sen bekle burda"

"Bekliyorum bekliyorum"

Jisung arkadaşlarının yanına giderek saatin geç olduğunu söylemişti. Tam gidecekleri sırada seungmin arkadaşının kulağına bir şeyler fısıldayarak utanmasını sağlamıştı.

Böylece jisung parlayan büyük gözleri, hafif kızarmış yanakları ve ısırmaktan kızarmış dudakları ile üstündeki kıyafetler de dikkate alınınca bir hâyli güzel görünüyordu.

Seungminin dediği şey onun da kafasına yatınca dudaklarına dişleri ile eziyet etmeyi bırakmış ve onu onaylamıştı.

"Minho hyung ben arkadaşlarıma da söyledim gideceğiz yani, dediğim gibi daha fazla başını ağrıtmayalım senin de"

"Jisungg az önce de söylemiştim zahmet vermiyorsunuz bana"

"Shtt yalan söyleme ben bile dayanamıyorum bazen bu gürültülü hallerine sen nasıl dayanacaksın"

"Hmm o zaman yalanımı gerçeği ile değiştireyim"

Minho jisunga karşı birkaç adım ilerlemişti. Böylece jisung da birkaç adım geriye adımlayarak sırtını duvarla buluşturmuştu.

Minho hiç vakit kaybetmeden jisungun yüzüne kendi yüzünü eşitlemek için azıcık eğilmiş ve karşısında hızlanan kalbi ile ona bakan yüze yapışmış birkaç tel saçı eli ile düzeltmişti.

"Senin burada yanımda olman bana bütün rahatsızlıklarımı unutturuyor. İşte şimdi pis bir yalancı olmaktan çıktım. Kabul ediyor musun?"

"Hı hı"

Jisung aralarındaki bu garip çekimden dolayı neyi kabul ettiğini bile bilmeden usulca kafasını onaylar şekilde salladı.

"Sana daha önce... hiç... bu kadar güzel olduğunu söylemiş miydim?"

"I ı"

Bu sefer de büyülenmiş şekilde bakarken minhoyu onaylamamıştı.

"O zaman artık söyledim... Ve yakından bakınca... kesinlikle gözüktüğünden daha güzelsin"
"Jisung... bana neler yaptın böyle?"

"Huh?"

Jisungun dudakları şaşkınlık ile aralanırken minhonun gözlerinin aralık dudakları bulması uzun sürmedi.

Dayanamayarak elini jisungun çenesine çıkarttığında baş parmağı ile çenesini okşamaya başladı.

Daha sonra parmakları jisungun yanaklarına doğru ilerledi ve durdu. O an sanki yaşadığı ve hissettiği bu şeyin ne olduğunu sorguluyordu.

Bunu daha sonra düşünmeye bırakarak duvara yaslanmış bedene daha çok yaklaştı.

Artık sıcak nefesleri birbirine çarpıyordu.

Ve şuan onu öpmemek için kendini çok zor tutuyordu ama öpemezdi jisung ona karşı bir hamle yapmadan ya da onu kabul ettiğini gösteren bir işaret vermeden onu istediği gibi doyasıya öpemezdi.

Parmak uçlarının yeni hedefi kırmızı dudaklar olurken sanki şu an bütün her şeyden odağı kesilmiş sadece bir yere toplanmıştı... jisungun dudaklarına

Okul_ifşa ^ Minsung^Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin