26. BÖLÜM

123 6 1
                                    

Pazartesi günü

Gece

Sonunda ilk iş günüm gelmişti. Çok heyecanlı değildim ama tuhaf hissediyordum. O gece bana yazan adam beni çok telaşlandırıyordu. Babamla beraber arabada giderken bana iş yerindeki insanlardan bahsediyordu. "Aman kızım bak bizim bir ortağımız var adı Güneş Aksel  o adam bizim ortağımız o adama çok dikkat et. Kendisi Karadeniz'i geç tüm Ülkenin korkulur mafyasıdır."

"O adam nasıl mimar oldu ki?"

"Kızım bu adam üniversite okudu mezun oldu hatta sonra mimar oldu ama o tehlikeli işlere çok sonradan bulaştı. O adama sakın ters cevap verme  yani böyle şeyler hayatta demem ama kendisi tam bir psikopat."

"Çok tuhaf."

"Gerçekten çok tuhaf ilk iş gününü herkesle iyi anlaşarak geçir ileride çok sorun yaşarsın."

"Tamam baba."

"Neyse diyeceklerim bu kadardı bu dediklerimi kulağına küpe et, sonra babam dedi diye ağlama ha." Gülerek kafamı onaylar şekilde salladım. "Tamam bunada tamam." Dedim. Tam o sırada şirketin garajına girmiştik. Babam arabayı park edince ikimizde aşağıya inmiştik. Üstümde beyaz blazer ceket vardı altınada beyaz şort giymiştim ama ceket üstümde elbise gibi duruyordu. Elimde beyaz çanta ve gözümde siyah güneş gözlüğüyle kombinlemiştim. Tabikide o şirket kadınlarının yaptığı topuklu ayakkabı giymek gibi hata yapmamıştım, beyaz sandalet giymiştim. Şimdiden çok huysuz olmuştum. Babamın arkasında hızlı hızlı yürürken babama selam veren insanlar arkasında beni görünce öküzün trene baktığı gibi bakıyordu. Bende onlara gözlüğümün altında gerizekalı bunlar bakışı atıyordum ki çok şükür görmüyorlardı. Sonunda babamın odasına girdiğimizde ceketini askılığa asıp masasına oturdu. Otururken inleyerek oturmuştu sonrada bir şeyler mırıldanmıştı ama "o şakayı yapan aklımı sikeyim" dediğini duymuştum. "Çok mu sertti koltuk." 

"Bizim koltukları değiştirmek şart oldu." İkimizde gülerken kapının tıklatılınca babam ciddiyete bürünerek gel dedi. Kapı açılınca içeri giren adamı baştan aşağıya süzmüştüm. Uzun boylu, koyu kumral saçlı, yeşil gözlü ve hafiften çıkan sakal ve bıyıklarıyla yakışıklı bir adam girmişti. Ne kadar takım elbise giymiş olsada altından dövmelerini görebiliyordum. Gırtlağının biraz altında roma sayısıyla 16 yazılıyordu. Ben onu sapık gibi süzerken bana gülümseyerek babama doğru yürümüştü. "Ender bey günaydın, sizede günaydın Gece hanım yeni işinizde başarılar."

"Teşekkür ederim."

"Güneş Aksel ben babanız zaten benden bahsetmiştir. Bahsetmemeside imkansız zaten ama her neyse."

"Estağfurullah Güneş bey ben sizin hiç dedikodunuzu yapacak adam mıyım?"

"Dedikodu yaparak bahsetmenizi değil iş yerinizin ortağı olduğumu söyleyerek bahsetmenizden bahsetmiştim. Tabi  siz nasıl bahsettiniz bilmiyorum." Babam ilk başta morarsada hemen kendini düzeltmişti. "Neyse bugün sizinle önemli toplantılara katılacağımızı söylemek için gelmiştim toplantı yapacağımız adamlar yurtdışından yani Japonyadan geliyor ve kendileri yaptığımız evlerin şık durduğunu söylüyorlar. Kendileri çok memnun onları daha çok memnun etmeliyiz ona göre hazırlıklar yapmanızı rica ediyorum."

"Ne demek, zaten biliyorsunuz bu tür işler benim işlerimdir."

"En çok size güveniyorum zaten Ender bey. Her neyse benim çok fazla işim var size kolay gelsin." Diyerek odadan çıkınca hemen babama döndüm. "Bu adam nasıl mafya olabilir gayet çok kibar."

"He sen birde sinirlenince gör. Kaç kız istifa etmiştir onun yüzünden bilemezsin."

"Neyse benim odam nerede baba? Odamı görmek istiyorum çok heyecanlıyım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 08 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GECE KUŞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin