17. Bölüm

1.1K 60 10
                                    

20. Bölüm olmasına çok az kaldı...

Gece

O gün gelip çatmıştı. Şuan evde bir oraya bir buraya dolanıyordum. Çok heyecanlıydım. Bugün dostlarım geliyordu. Talha abim onları havalimanından almak için havalimanına gitmişti. Herkes onlarla tanışmak için buradaydı. Ben heyecandan ne yapacağımı şaşırırken Yasemin hanım kolumu tutup sertçe koltuğa oturtmuştu.

Yasemin "Uyh kizum bir dur ha az bir vakut kalmuştur sabret az"

(Şiveyi bu kadar yapabiliyorum linclemeyin ne olur)

Şiveyle konuşmasına gülüp bende ona şiveyle konuşmaya başladım. Eskiden ben de hep laz havası vardı. Herkes Karadenizli olmadığımı duyunca şaşırırdı. Şimdi ise niye laz gibi olduğumu anlıyordum. Ailemde bu garip duruma şaşırırdı onlar Anadolu ağzıyla konuşurdu. Ben ise asla onların konuştuğu gibi konuşamazdım tek yapabildiğim şive Karadeniz şivesiydi. Neyse konu bu değildi.

"Ya ben arkadaşlarumu görücem ha ne kadar çok özledum ha onları biliy misun?"

Yasemin hanım da böyle konuşmama güldü.

Yasemin "Biz hiç senin Karadeniz şivesi yaptığını bilmezdik bilseydik seninle kendi şivemizle rahat rahat konuşurduk"

"Tabi ben de hep Karadeniz havası vardı beni eskiden Karadenizli sanarlardı ama şimdi gerçekten Rizeliyim"

Yasemin hanım sıcak bir tebessümle bana baktı. Tam o sırada kapı çalınca hemen ayağa kalkıp koşarak kapıyı açmaya gittim. Hızlıca kapıyı açmamla beraber karşımda Gökçe'yi görünce hemen boynuna atladım. Biz birbirimize sarılırken Sarp'ın sesini duydum.

Sarp "Len bırak kankişkomu göt lalesi çekil şuradan"

Deyip Gökçe'yi itti. Gökçe'yi o kadar sert itmişti ki yere yığılmıştı. Gökçe acıyla inlerken Burak ve kızlar onu kaldırdı. Sarp'ın suratından ilk başta pişmanlık ifadesi geçse de umursamayıp beni sıkıca sarıp adeta boğuyormuş gibi sarıldı. Ben de kollarımı ona sardım. Bir kaç saniye nefes almadığımı hissedince ellerimle Sarp'ın sırtına yumruklar attım. Sarp hemen geri çekildi.

Sarp "Ay ne oldu be çirkef beni özlemedin mi yoksa?"

Sonunda rahat nefes alınca Sarp'a baktım.

"Lan özledim de böyle sarılmada olmaz ki diğerlerine sarılamadan tahtalı köye gidiyordum az kalsın"

Diğerleriyle sarıldıktan sonra gözlerim Hazan'a kaydı. Kaşlarım çatılmıştı. Onun burada ne işi var diye düşünürken gelip bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Hazan ne olursa olsun benim kardeşimdi ve ben onu çok seviyordum. Sarıldıktan sonra geri çekildi. Suratında yara izlerini görünce telaşla çenesini kaldırdım.

"Olum bunlar ne lan dayak mı yedin? Ayrıca sen niye buradasın lan yoksa o aile denilen şerefsiz insanlar bir şey mi yaptı?"

Hazan "Abla açıklayacağım ama şimdi değil bunlar ayaküstü konuşulacak konu değil"

Kafamı sallayıp onları içeri davet ettim. İçeri geçtikten sonra Yasemin hanımlar onları güzelce karşıladı ve ellerini sıktı. Herkes oturduktan sonra ben de gelip boş yere oturdum ve onları tanıştırmaya başladım. Hepsi birbiriyle tanıştıktan sonra Hazan'a döndüm.

"Ablacım sen artık anlatacak mısın? Yoksa başbaşa mı konuşalım?"

Hazan "Başbaşa konuşalım abla"

Kafamı sallayıp ayağa kalktım. Arkamdan kalkıp beni takip etmeye başladı. Odaya gelince içeri geçip kapıyı kapatıp yatağa oturduk.

"Ablacım onlar sana bir şey mi yaptı yoksa? Bak sana bir şey yaptılarsa şöyle velayetini alırım onlardan"

Hazan gülümsedi ama bu buruk bir tebessümdü. Sorar gözlerle ona baktım.

Hazan "Tartıştık biraz bende sinirle bavulumu hazırladım. Gökçe ablaların yanına gideceğini öğrendiğimde seni özlediğim için peşlerine takıldım. O kız eve geleli tüm huzuru bozdu abla"

Sonda ki cümlesine kaşlarımı çattım.

"Ne yaptı anlat Hazan!"

Yaşadığım korkuyla sert konuştuğumun farkında bile değildim.

Hazan "Eve geldikten sonra annemin babamın abilerimin bütün paralarını yedi. Tabi bir tanecik değerli kızı ve kardeşi olduğu için hiç biri paragöz olmasına ses çıkarmadı. Sürekli mahalledekilere laf sokuyor kavga çıkarıyordu. Bir gün canıma tak etti benim de annemlerle konuştum. Tabi bu konuşma büyük bir kavgaya döndü-"

"Sonra da nasıl böyle bir şey düşünürsün diye seni azarladılar değil mi?"

Hazan "Bir tek azarlamadılar beni evlatlıktan ve kardeşlikten red etti hepsi beni bir daha görmek istemiyorlarmış,  sırf daha tanımadan öz kızı oldukları için güvenebileceğini sandıkları için..."

Hazan'ın son dedikleri beni çıldırmıştı. Gözlerimi yumup sakinleşmek için parmak uçlarımla şakaklarımı ovalamaya başladım.

Hazan "Hatırlıyor musun abla? Onların güvenini, sevgisini kazanmak için ellerimin su topladığı günleri, uykusuz kaldığım geceleri, aç susuz kaldığım günleri, vücudumdan banyo yapsam bile geçmeyen benzin kokularını şimdi onlar kendilerine canını bile vereceği bir evladı kaybedip onları batıran bir evladı seçecekler..."

Gözlerimi açıp kollarımı ona sardım.

"Onlar siktir olup gitsinler olum ben varım lan ben sakın ben anasız, babasız, ablasız, abisiz, kardeşsizim deme ben sana ana, baba, abla, abi, kardeş her şey olurum lan bundan sonra ben senin hem anan hem baban hem de ablanım duydun mu beni? Burada senin için her boku yapacak ablan var lan"

Hazan "Biliyorum abla, biliyorum çocukluğumda bile annem denilecek kadından çok sana anne demeyi çok isterdim bazen hep hayal ederdim benim öz annem olmanı"

"Belki öz değil ama ben senin yalan da olsa annen olurum birtanem"

Deyip saçlarına öpücük kondurdum.

"Bundan sonra benim yanımda benim öz ailemle birlikte kalacaksın tamam mı?"

Hazan "Aslında Gökçe ablalarla beraber bir evde yaşayacaktık a-"

"Şşştt itiraz yok benim senden 2 dakika ayrı kalacak gücüm kalmadı senden 1 saniye ayrı kalamam ben"

Hazan "Bende abla bende"

Son ☯️

İyi okumalar...

GECE KUŞU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin