36. İŞKENCE

68 5 37
                                    

  Gözlerimi araladığımda hissettiğim zincirlerin soğuk dokusu kaşlarımı çatmama neden olurken yutkundum. Ellerim ve ayaklarım, bacaklarım ve kollarım zincirlerle bağlanmıştı. Son olanları hatırlamamla sinirli bir nefes bıraktım. Ama bulunduğum alan o kadar soğuktu ki nefesim buhar olmuştu. Üzerimde dışarı çıkarken giydiğim beyaz, ince bir sweatshirt vardı ama bu, vücudumda yayılan soğukluğu gizlemeye yetmeyecek derecede ince geliyordu.

  Ela gözlü, yapılı bir vücuda sahip uzun boylu adam, kendisi gibi uzun, keskin bir bıçakla önümde duruyor. Bıçağın üzerinde parlayan ışık, onun işkenceye olan tutkusu gibi. Karanlık bir gülümsemeyle yaklaşırken, bıçağı hareket ettirdiğinde onun gibi sadistçe sırıttım. Canımı acıtacak bir anı bekliyorum. Her şeyin başlangıcı olduğu konusunda uyarı yapmıştı. Alayla bakmıştım ben de ona. Bir anda koluma attığı kesikle kahkaha attım. Vücudumun her yerine kesikler atarken bir noktadan sonra dayanmakta zorlanmaya başlamıştım. Kollarımın ve bacaklarımın zincirlerle sıkıca bağlı olması, hareket etmeme engel oluyordu. Canım aetık o kadar çok yanıyordu ki çenemi sıkmaya başlamıştım. Sesinin tonundaki soğuklukla nefret ve tiksintiyle ona baktım.

"Henüz başlamadık, tatlım," dediğinde kaşlarımk çattım. Tatlım mı? Neyse boşver. Sesindeki soğukluk, içimi donduruyor. Bıçağı ellerim üzerine koyuyor, keskinliği cildimi kesmeye başlamadan önce dokunduğunda bir çığlık attım, dayanamamıştım. Acı, yanma hissi olarak yayılıyor, ellerimden her geçen saniye bir miktar daha fazla acı çekiyorum.

Gözlerimi sıkıca kapatıp kendimi kontrol etmeye çalışsam da bedenim isyan ediyor. İçimden bir ses beni durdurmam gerektiğini söylüyor. Gözlerimi açtığımda, adamın yüzündeki sadist gülümseme, kendi zayıflığımı hissettiriyor. Kafamda, onun ihanetinin nedenini anlamak için bir mücadele de hüküm sürerken neye odaklanacağımı şaşırmış haldeyim.

  " Hadi ama pes edip biraz bağırıp çağırmaya ne dersin? Bu daha da eğlenceli olur."

" Sana istediğini verecek değilim. Ve unutma ki asla pes etmeyeceğim!" dedim kararlı ama acıdan dolayı titreyen sesimle. Sahi nasıl dayanacaksam? Hissettiğim acı o kadar dayanılmazdı ki!

  Adam, kahkahalarla gülerek biraz da acıyarak baktı bana. “Süper desene daha da eğlenceli olacak,” diyor. Gülüşü, sinirlerimi daha da geriyor. İçimde, onurlu bir mücadele yürütme arzusu var ama hissettiğim acı, zihnimin değişmesine neden oluyor. Yine de, onu tatmin etmemek için kendimi zorla tutuyorum.

Her defasında bıçak üzerimde kayarken, her yara daha da açılıyor, üstüne üstlük bastırdığı tuzun etkisiyle acı, bir adım daha derinleşiyor. Her kesiğe tuz bastırıyor oluşu daha da beterdi. Bu acı, sadece fiziksel değil, ruhsal olarak da beni yıpratıyor. Ama en büyük acı, onun bana ihanet etmiş olmasının verdiğiydi. Ben daha onu atlatamazken maruz kaldığım işkence her şeyi dayanılmaz kılıyordu.

  Arkasını dönüp de muşta alarak bana döndüğünde alayla kahkaha attım ama sorun şuydu ki vücudum artık dayanılmaz olan bu acıyı kaldıramayacak haldeydi.

ALT ÜST OLAN HAYATIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin