Salıncakta sallanırken ağlıyordum. Ara sıra yoldan tek tük araba geçiyordu. Gök gürlemesiyle başımı kaldırdım. Yağmur yağmays başlamıştı. Tepkisiz bir biçimde ağlarken yağmur damlalarının yüzümü ıslatmasına izin veriyordum.
Aniden hıçkırıklarım arttığında bir elimi salıncağın zincirlerinden çekip elimle ağzımı kapattım. Hıçkırıklarım artmıştı. Tamam umurumda değiller diyordum ama bu bu cidden koymuştu ya.
Bir hiç gibi hissediyordum. Fazlalık gibi... Onlar arasında yerim yokmuş gibi. Gerçi yoktu. Onlar için bir fazlalıktım. Önemsizdim. Hıçkırıklarım arttı. Abarttığım düşünülebilirdi. Ama hayır abartmıyordum.
Yorulmuştum. Kalpsiz gibi düşünülmekten. Duygusuz diye düşünülmekten. Kalbimin oyuncak gibi görülmesinden.Kalbimi kıran herkesin karşısına geçip bağıra çağıra " Benim de bir kalbim var, benim de duygularım var. Ben de üzülebiliyorum." diye haykırmak istiyordum.
Ama işte yapamıyordum... Olmuyordu... Bazen bazı şeyler sadece istemekle kalıyordu dahası yoktu. Bu da onlardan biriydi işte.
Arkadaşlarım dışında kimse hiç bir zaman hıçkırıklarımi duymamıştı... Arkadaşlarım dışında kimse hiç bir zaman gözyaşlarımı görmemişti... Arkadaşlarım dışında kimse hiç bir zaman kalbimin kırıldığını fark etmemişti. Arkadaşlarım dışında kimse hiç bir zaman duygularımı önemsememişti.
Arkadaşlarım dışındaki herkese kırgındım beni
Gerçi insanlar böyle değiller miydi ? Karşılarındaki insanların duyguları hiç bir zaman umurlarında değildi. Onun da bir kalbi olduğunu düşünemiyorlardı.
Hıçkırıklarım, gözyaşlarım bu düşüncelerle daha da artmıştı. O sırada aklıma bir dönem sardığım sürekli ağlayarak dinlediğim şarkı geldi. Mırıldanarak söylemeye başladım.
Boys, they're handsome and strong
But always the first to tell me I'm wrong
Boys try to tame me, I know
They tell me I'm weird and won't let it goNo, I'm fine, I'm lying on the floor again
Cracked door, I always wanna let you in
Even after all of this shit, I'm resilient'Cause a princess doesn't cry (no-oh)
A princess doesn't cry (no-oh, oh)
Over monsters in the night
Don't waste our precious time
On boys with pretty eyesA princess doesn't cry (no-oh)
A princess doesn't cry (no-oh, oh)
Burning like a fire
You feel it all inside
But wipe your teary eyes'Cause princesses don't cry
Don't cry, don't cry, oh
Don't cry
Don't cry, oh
Don't cry, don't cry, don't cry, oh
'Cause princesses don't cryŞarkı bittiğinde ellerimle gözlerimden akan gözyaşlarımı sildim. Salıncaktan inip motoruma yöneldim. Binip eve doğru sürmeye başladım.
Eve geldiğimde motordan indim. Motoru park edip eve girdim. Odama çıkıp iç çamaşırı ve temiz kıyafet çıkarıp yatağın üzerine koydum. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp kirli sepetine attım.
Banyoya gidip kendimi sıcak suyun altına atmamla kendimi hıçkırıklarım tekrardan başlamış , gözyaşlarım sicim sicim gözledimden inmeye başlamış bir vaziyette buldum.
Ağlayarak uzun, çok uzun bir banyo yapıp çıktım. Yatağın üstündeki kıyafetleri giyip kurutma makinesiyle saçlarımı kurutup odadan çıktım. Mutfağa indim. Bir paket kahve yapıp geri yukarı çıktım. Balkona geçip hamak salıncağa oturup telefonumdan Redd'in Onlar Bile Üzülürler şarkısını açıp cam sehpanın üstüne koydum.
Rengarenk bir bataklığın içinde
Batışını izlerken hayatımın,
Gecenin sessizliğine direniyorum,
İçimdeki yalnızlığın gürültüsüyle
Adı geçen geçmeyen insanlar,
İsmini unuttuklarım beni affetsinler
Parçalanmış dudaklar kırdığım kalpler,
Beni böyle görseler onlar bile üzülürler
La la lal la la lal la
Her gün kendini yine sevdirir,
Sonra beni yine öldürürdün
Bana kalpsiz diyorlar, seni hiç tanımadılar
Her gün kendini yine sevdirir,
Sonra beni yine öldürürdün
Bana kalpsiz diyorlar, seni hiç tanımadılar
Dudakların jilet gibiydi
Öptükçe kanamak isterdim
Bir kalp müzesi vardı içindeMüzik çalarken kahveyi bitirmiştim. Boş kahve bardağını sehpanın üstüne koyup hamak salıncaktan kalktım. Odamdan ince bir battaniye alıp geçtim. O hamak salıncağa uzanıp üstüme ince battaniyeyi örttüm.
Arkadaşlarım dışında herkese kırgındım, kızgındım. Beni yoran herkese, her şeye kırgındım. İnsanlara kırgındım. Başkalarının duygularını önemsemeyenlere kırgındım. İnsanların kalplerini oyuncak olarak görenlere kırgındım. Güvenmeyi oyuncak olarak görenlere kırgındım. Hayata kırgındım.
Değer veriyorum deyip değer vermeyenlere kırgındım. Bana bunları hissettirenlere kırgındım. En çok da kendime kırgındım... Kendime kırgın olduğum kadar da kızgındım...
Onlara alıştığım için, onlara az da olsa güvendiğim için , onlara bir şans verdiğim için kırgındım kendime, kızgındım kendime.
620 kelime.
Merhabalar.
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Tabii bu bölümü okuduktan sonra ne kadar iyi olabilirsiniz orası tartışılır ama.
Bölümde en sevdiğiniz veyahut en sevmediğiniz kısımları sormuyorum.
Bu bölüm biraz Asel'in iç dünyasını, duygularını öğrenmeniz içindi.
Küçük bir spoi vereyim bu bölüm 15. bölümdü ve 17. bölümde aksiyona kaosa tam anlamda olmasa da hafiften başlıyoruz.
Hadi kalın sağlıcakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALT ÜST OLAN HAYATIM
ChickLitKarıştırılan bebekler Yalan olan yıllar Yıkılan hayaller Travmalar 07.09.2022 erkekkardeş sıralamasında 3. 16.10.2022 acılar sıralamasında 1. 06.11.2022 gençkızedebiyatı sıralamasında 8. 16.10.2023 acılar sıralamasında 2. 20.10.2023 acılar sıralamas...