26. BÖLÜM Kıskançlık Krizi Part 2

2K 89 9
                                    

Eveet arkadaşlar yeni bölümümüz erkenden geldi.  Aslında ben bile bu kadar erken atacağımı beklemiyordum ama çok değerli bir okurumu kıramadım ve o yüzden yeni bölümü erkenden attım. @buseuzer bölüm senin canım keyifli okumalar... Güzel yorumlarınız ve beğenileriniz için çok teşekkürler...  Yorumları okudukça çok utanıyorum inanın çok iyi moral oluyor bana bunun için tekrar teşekkürler... Kahvenizi elinize alın,☕☕ multimedia yı açın ve kendinizi hikayenin içine bırakın... KEYİFLİ OKUMALAR..

Zeynep -

" Zeyneepp...!

Boranın kollarından kurtulup Keremin yüzüne baktığımda öfkeli bakışlarıyla karşılaştım.  Tam aramızı yeni düzeltmişken şimdi yine aşkımız sallantı içerisinde karşı karşıyaydı...

"  Kerem lütfen dinle beni yanlış anladın.

" Neyi yanlış anladım Zeynep öldürürüm ben bu adamı.

Keremin yanına gidip sakinleştirmeye çalışsamda Kerem sözlerimi duymuyor öfkeyle Boraya doğru bakıyordu.  Daha  fazla dayanamayacağını anladığımda iş işten çoktan geçmişti...

" Ulan sen benim sevdiğim kızı nasıl sarıp öpersin lan o***** çocuğu.

Kerem öfkesinden gözü dönmüş gibi yumruklarını Boraya savuruyor küfretmeye devam ediyordu.  Bir yandan ayırmaya çalışırken bir yandan da gözyaşlarımı tutamıyordum. 

" Kerem yalvarırım bırak artık lütfen.

" Sen karışma Zeynep.  Ulan şerefsiz ben seni uyardım mı ?  Uyarmadım mı ? Benim olana dokunma dedim sen benim olana nasıl dokunursun y****k.

" Kereeem yeter öldüreceksin çocuğu.

Kerem ayağı kalkıp biraz daha tekmeledikten sonra telefonunu cebinden çıkarıp birini aramaya başladı.

" Alo Ufuk iki tane adamlarından getirip söyleyeceğim adrese yolluyorsun.

" Tamam Kerem Bey.

Telefonu kapattıktan sonra bana bakarak öfkeli ama bir o kadarda yatışmış haliyle bakmaya başladı.

" Ben bir tek seni sevdim ve sevmeye devam edeceğim Kerem.  Senin de beni sevdiğinden eminim ama güvendiğinden artık emin değilim. -  diyerek kapıyı kapatarak kapının arkasına oturdum. 

***
Gözyaşlarımın yanaklarımdan aşağıya süzülmesine izin verdim. Korktuğum başıma gelmişti işte ne vardı da öpmüştü sanki !  Ne kadar Bora dan pek haz etmesemde karşımdaki kişinin güçsüz durumda olması canımı sıkıyordu. Ya Kerem ona ne demeli keşke beni sevdiği kadar güvenebilseydi, bu dünyada geri gelmeyen 2 şey vardır. 1- ölen insan 2- kaybolan güven.  Oysa ne güzel gidiyordu herşey...  Dün bütün İstanbula aşkımızı duyurmuşken şimdi aşkımızın sarsıntısını yaşıyoruz.  Bu nasıl bir depremdi hasar alan sadece iki kalpti gerisi darma duman... Kıskançlık başka güvenmek bambaşka bir şeydi kıskanmak güzel şey aslında sevdiğinin seni sahiplenmesini hissetmektir kıskanmak...  Ama güven aşkta çok önemli bir konudur. Aşkın tadı tuzudur, güven duygusu kayboldu mu aşkın ne tadı kalır ne de tuzu... Şimdi ise aşkın hiç bir tadı yoktu acısı vardı arada  buz gibi soğukluğu vardı. Kapının arkasından kalkıp soğuk olan havaya karşılık pencereyi sonuna kadar açtım.  Yüreğimdeki yangını bir tek soğuk hava dindirebilirdi, donuk bir şekilde yağan kara bakmaya devam ederken biraz önceki olay aklıma gelince gözlerimden yaşlar yeniden akmaya başladı.  O kadar acı vericiydi ki bir türlü bu felaketi unutamıyordum en acısı da güven duygum sarsılmıştı kalbimin en hassas yeri savrulmuştu hangi söz kapatırdı ki bu acıyı, bir gülüşüne aşık olduğum adam bana güven darbesi atmıştı. 

ARKADAŞIM #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin