51. BÖLÜM Vazgeçmek

1K 36 8
                                    

SelamHeyecanla beklediğiniz bölümle karşınızdayım. Bugün tam #51 bölüm olacak. Hikayeyi yazmaya başladığımda okuyucu sayısının bölüm sayısının ve sizlerin beğenisinin bu kadar yüksek olması aklımın ucundan bile geçmezdi. Dediğim gibi yorumlarınız ve beğenileriniz benim için çok önemli ve değerli ❤❤❤ bu hikayeye yorumları sayesinde katkıda bulunan bütün okuyucularıma teşekkür ederim iyiki varsınız. Kahve, müzik ve #arkadaşım üçlüsüyle sizi baş başa bırakıyorum keyifli Okumalar. ❤☕

" Seni dinliyorum güzelim.

Dolu gözlerimle Kereme dönüp baktım. Dilim varmıyor yalan söylemeye, dilim varmıyor deli gibi sevdiğim halde sevmiyorum demeye, dilim varmıyor senden ayrılmak istiyorum demeye, diyemezdim... Yapamazdım ! Boranın söylediği hiç bir söze inanmadığım gibi buna da inanmıyorum. İlk ayrıldığımda bile paramparça olmuşken ikinci bir ayrılığı nasıl dile getirirdim ? Babam sen hep güçlü, asi, inatçı ve akıllı kızımsın derdi. Oysa şimdi aynaya baktığımda korkak, çaresiz, düşünceleri karmaşık bir kız çocuğu görüyorum. Yanımda güvende hissettiğim kişi duruyor, ama ben tehlikenin ayak ucunda ölüm haberimi bekliyorum. Yapamam ! Kerem olmadan yaşayamam, varsın inceldiği yerden kopsun. Ben Allahıma güveniyorum her zaman bir ışık, bir çıkış kapısı vardır.

Kerem iyice meraklı gözlerle bana doğru bakmaya devam ederken konuşmaya bir yerden başlamaya karar verdim.

" Kerem... Hani çiçek susuz yaşayamaz ya... Hani yemek tuzsuz lezzetli olmaz ya... Hani güneş doğmasa aydınlık olmaz ya... Hani Leyla Mecnunsuz olamamış ya... İşte bende sensiz olamam. Dudakların olmazsa susuz kalırım, gözlerin gözlerimle buluşmazsa karanlıkta kalırım... Ellerin elime değmezse üşürüm, üşüyorum Kerem. Sana sarılamadığım zaman boşluktaymışım gibi her an düşecekmişim gibi hissediyorum. Ben seni çok seviyorum ve her nefes aldığım gün seni kaybetmekten korkuyorum.

Zeynepin söyledikleri kalbime bir ok gibi saplanmıştı sanki. Gözlerindeki çaresizlik, korku ve arkasındaki koca bir boşluk onu darmadağın ediyordu. Korkuyordu ama nedenini bilmiyorum. Korkuyordu ama bana söylemeye bile çekiniyor. Aslında o kadar açık söylüyor ki her şeyi kalbimi titretiyordu. Sıkıca sarıldım güzelime sanki bir daha hiç bırakmayacakmışçasına sarıldım. Bir süre sonra geri çekilip nefesimiz birbirine karışacak kadar yakınlaştım. Parmaklarımı yüzünde gezdirip fısıldayarak konuşmaya devam ettim :

" Zeynebim... Güzelim benim, gülü susuz seni aşksız bırakmam. Bana anlatmak istediğin o kadar çok şey var ki sorsam yok bir şey diyecek kadar korkuyorsun söylemek istediğinden. Bırak da artık ben aşkımız için fedakarlık yapayım. Sen elinden gelenin fazlasını yaptın ama artık yeter ! Ben senin ne kadar yıpranmış, paramparça olduğunu görmüyor muyum sanıyorsun ? Bir darbe alsan ellerimin arasından kayıp gidecekmişsin gibi hissediyorum. Bizim mutlu olmaya hakkımız yok mu ? Var, hemde fazlasıyla. Biz hatalarımızın bedelini fazlasıyla ödedik ve bitti ! Bundan sonrası hırsa girer. Sen sadece o güzel gözlerinle bana gülümse yeter. Bırak da içindeki o boşluğu ben doldurayım.

Susamışcasına Keremin dudağından öperek geri çekildim. İçimde bir yerlerde bütün dertlerim alev almış sadece külleri kalmış gibi hissediyorum. Meğer o kadar doluymuş ki içim gözyaşlarımla temizliyorum bütün kirli geçmişi... Nasıl içimde ateşe verdiysem bütün dertlerimi şimdi de bunu yapacağım !

" Kerem sen sadece benim yanımda ol yeter bana. Gerisi umrumda değil şimdi benim gitmem lazım özlediğimde yine gelirim.

Diyerek sınıftan çıkıyorum. Bahçeye gidip arabama binip Borayı arıyorum.

" Nerdesin ?

" Aynı yer.

" Tamam oraya geliyorum.

Telefonu kapattıktan sonra arabayı sürmeye devam ediyorum. Yolun yarısına geldiğimi farkedince telefonumu elime alıyorum.

" Alo... Bir ihbarda bulunacaktım. Zeynep Yılmaz'ı kaçırmaktan kaçak suçlunun adresini veriyorum, acele etseniz iyi olur.

Adresi polislere söyledikten sonra zafer kazanmış edasıyla gülümsemeye başladım. Bugün herşey bitecekti ! Babam beni görse yine gurur duyar mıydı benimle ? Yine güler yüzüyle saçımı okşar mıydı ? Bunları düşünecek vakit yoktu. Arabayı sürmeye devam edip gideceğim yere yaklaştığımı farkettim. Arabayı park edip dışarı çıkıp derin bir nefes alıp veriyorum. Deponun içine girip her zaman ki nefret dolu gözlerle bakmaya devam ediyorum. Yanına yaklaşıp öfkeden simsiyah olmuş gözlerimi bakışlarından ayırmıyorum. Boranın bakışlarında hem korku hemde merak vardı. Sessizliğimin çığlıklarından kurtulmak istercesine konuşmaya başladı :

" Ayrıldın mı ?

" Evet... İstediğin oldu sonunda Keremden ayrıldım. Ama küçük bir ayrıntı var, ondan değil bizden vazgeçtim. Bu bakışlarıma iyi bak Bora bak ki sana olan nefretimi gör, bak ki sana karşı zerre sevgisi olmayacak bu gözlere iyi bak. Belki bir gün bakışlarım aklına gelir, ölümden bile daha az korkarsın. Çok yanlış kişiyi hayatına soktun, cehennemin olucam senin. Kabusun, hatta uykularının kaçmasına sebep olucam. Öyle bir nefretimi kusucam ki sana kurtuluş yolunun bir tek ölüm olacağına karar vereceksin !

Bora sözlerime inanamaz gözle bakarken korktuğu apaçık anlaşılıyordu. Saklamaya çalışırcasına öfkesini gözlerinin önüne koyarak bağırmaya başladı.

" Eee-eeeehh yeter. Diyerek elini havaya kaldırdığında kapının ardına kadar açıldığını gördüm.

" Kaldır ellerini polis.

Bora duyduğu sesle eli havada kaldı, şaşkın bir şekilde arkasına dönüp baktığında polislerin dört bir yanını sardığını gördü. Sonra bana dönerek şaşkınlığını üzerinden atamaz bir şekilde bakmaya devam etti. Bir bana bakıyor, bir de polislere doğru bakıyordu.

" S-sen...

" Sana demiştim, kabusun olucam diye ama sen inanmadın. Hapishanede yattığın uzun yıllar boyunca bu bakışı hiç unutma ! Sonsuza kadar sana karşı böyle olacak çünkü ! He bu arada Allah kurtarsın.

Polisler gelip Borayı tutukladıklarında adeta zafer kazanmışım gibi içim içime sığmıyor kahkahalarımın ardı arkası kesilmiyordu. Kim Zeyneple Keremin aşkını engellemeye gücü yetebilirdi ki ? Tabiki de hiç kimsenin !..

___ BÖLÜM SONU___

ARKADAŞIM #Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin