21

2.6K 161 81
                                    

bölüme başlamadan merak ettiğim bir şey var
sizin wattpad ne durumda ben geçen hafta giremediğimi söylemiştim size, daha sonra vpn ile giriş yapmaya başladım hala vpn ile giriyorum. bazılar türkiyede kısıtlandı diyor bazıları teknik aksaklık diyor anlamadım valla

BU DA ÖNEMLİ Bİ DUYURU!!! Bu kurguya aniden, hiç not almadan, benimde bir barış alper kurgum olsun diyerek başladığım için karakterler biraz havada kalmış olabilir, hikayenin bazı yerlerinde uyuşmazlıklar olabilir. Uyuşmazlık en nefret ettiğim şey ama bende insanım bazen gözümden kaçıyor, aklımdan gidiyor işte. Fark ettiğiniz yerde uyarmanız yeter düzeltirim askolar öptüm 😚😚

iyi okumalar ♡♡
__________

Elimdeki Kazımcan'ın dosyasıyla Galatasaray futbolcularının arasına girdiğimde birkaçı bana sevimlice selam vermişti. Hepsine gülümseyerek karşılık verdim ve arkasını dönmüş dolabından eşyalarını çıkaran, üzeri çıplak ve fazlaca terli olan Kazımcan'ın tam arkasında durdum.

"Kazımcan," yüzünü bana döndüğünde yüzüne memnun bir gülümseme yerleştirdi.

"Açelya, nasılsın?" Gülümsedim.

"İyiyim sağ ol, sen?"

"İyidir iyidir," benimle neredeyse aynı anda konuşan Barış'a döndüm. "Hep iyidir o Kazım merak etme."

Kazım'la aynı anda ona anlamsız bakışlar attığımızda göz devirdi.

"Barış, Okan hoca seni arıyordu en son git bir bak istersen." Barış sesimdeki, bizi yalnız bırak tınısını anlamış olacak ki kaşlarını çattı.

"Karşı komşum ya," diyerek gözlerini benden ayırıp Kazımcan'a döndü tekrar. "Ondan biliyorum yani. Sayesinde aynı şarkıları dinliyoruz, malum dinlenilen şarkılar ruh halimizi yansıtır derler. Açelya hanım birilerine tutulmuş olabilir benden demesi."

"Barış," dedim uyarı neticesinde.

Gözleri tekrar bana döndü ve samimiyetsiz olduğuna emin olduğum gülümsemesini sunduktan hemen sonra eski asık suratına geri dönüp yanımdan geçip gitti.

Benimle derdi neydi pek anlamamıştım ama uğraşması hoşuma gidiyordu.

"Barış abinin seninle ne alıp veremediği var anlamadım."

"Bilmem," dedim omuz silkerek. "Birbirimizi pek sevmeyiz biz, inadıma yapıyor yani."

Derin bir nefes aldığında karşımda sadece forma altıyla durduğunu yeni fark ediyormuş gibiydi.

"Sen dışarıda bekle istersen beş dakika duş alıp geleceğim. Konuşuruz."

"Peki," dedim geriye doğru bir adım atıp. "Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz Açelya." Ve ona arkamı dönüp soyunma odasından çıktım. Soyunma odasına dalmamıştım tabii ki, tüm takım işini bitirip çıkmıştı fakat Kazım antrenmana geç geldiği için idman bitimi fazladan koşu yapmıştı. O yüzden içeride sadece onu bulmayı umuyordum, Barış Alper'i değil.

Tüm eşyalarımı toplayıp çantama attım ve otoparkta Yunus'u beklemeyi başladım. Kerem'lerle gırgır şamata peşindeydi. Telefonumu çıkarıp saate baktım, yediydi. Sabah kahvaltı etmemiş gün içinde tuzlu çubukla biraz atıştırmıştım bu yüzden çok fena aç hissediyordum.

"Kimi bekliyorsun?" Kazımcan'ın sesi.

"Yunus'u bekliyordum..." Diye mırıldandım. "Ayrıca seni de. Eren Bey'i biraz daha oyalarsam sanırım beni kovmasına neden olacağım. Yarına bir saat ayarladım, gelebilirsen çok iyi olur."

civciv | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin