23

2.6K 184 85
                                    

yorumlarınız beni cok mutlu ediyo assla esirgemeyin 😚😚

(bölümü düzenlemeden, üstünden geçmeden atıyorum yanlış varsa uyarın düzeltirim😍)
___

Saat yedi buçuktu. Yarım saat önce uyanmış kısa bir duş almıştım ve şu an üzerimdeki bornozla aynada kendime bakıp hayatı sorguluyordum.Telefonumu bornozun cebinden çıkarttım ve Spotify'da dolaşmaya başladım. Ruh halime uygun bir şarkı bulmam ve işe hazırlanmam lazımdı.

Listede, Duman şarkılarının alt alta dizildiği kısıma geldiğimde gözüm onu aradı ve hızla açıp sesini sona kadar verdim. Yürek.

Şarkıya eşlik ederek yüzüme ve saçlarıma yaptığım bakım bittikten sonra üzerime iç çamaşırlarımı giydim ve bornozdan kurtulduktan sonra saçlarımı kuruttum.

Saçlarım tamamdı, bu gün kendi halinde açık bırakacaktım. Sıra makyaja gelmişti. Göz altlarıma hafif bir kapatıcı, kirpiklerime maskara ve yanaklarıma allık uyguladım. Kaşlarımı sabitleyip ince bir eyeliner çektiğimde makyajım da bitmişti.

Saate baktığımda sekizi çeyrek geçtiğini gördüm. Hızlıca giyinip evden çıkmam gerekiyordu. Yoksa işe geç kalacaktım.

Dolabın önünde durmuş içindekilerle bakışırken zil çaldı. Sabır dilenerek üzerime bana oldukça büyük gelen tişörtlerimden birini geçirdim, kalçamı kapatıyor ve elbise gibi duruyordu o yeterdi. Kapıya doğru adımlarken bu saatte kimin geleceğini düşünüyordum. Çöpleri almak için gelen görevli abi olmayacağına göre...

"Barış?" Dedim kapıyı araladıktan hemen sonra.

"Günaydın Ada," Üzerini giyinmiş, çantasını omzuna takmıştı. Antrenmanına hazırdı.

"Sana da günaydın," diye mırıldandım açtığım kapıya yaslanarak.

"Ee, hazır değil misin?" Bu adam şaka gibiydi. Gerçekten taksi olmuştu.

"Of Barış," diye mırıldandım onu kapının önünde bırakıp odama doğru adımlarken. Peşimden içeri gireceğini biliyordum, öyle de olmuştu. Peşimden geliyordu.

"Ne Ada? İşine kolaylık sağlıyorum ne güzel, niye mızmızlanıyorsun?"

Ona dönüp ters bir bakış attım. Bu sefer de odamın kapısının pervazına yaslanmıştı. Bu adam bunu bilerek yapıyordu, başka açıklaması yoktu.

"Mızmızlanmıyorum gerizekalı," dedim yüzümü tekrar dolabıma döndüğümde. Fazla mı samimi olmuştuk sanki? "Borçlu hissediyorum," diye ekledim.

Bıkkın bir nefes verdi, "Saçmalıyorsun, ne borçlu hissetmesi?"

Tekrar ona döndüm ve sadece baktım. Gözlerimden gayet ciddi olduğumu anlamış gibi omuzları düştüğünde tekrar dolabıma döndüm.

"Pekala o zaman, borcunu bana haftada bir yemek yaparak silebilirsin." Güldüm, haftada bir daha fazla zaman.

Ona dönüp, "Anlaştık." dediğimde gözlerinin beni baştan aşağı süzdüğünü gördüm. Karşısında sadece bol bir tişörtle durduğumu yeni fark etmiş gibiydi.

"Neyse," dedi boğazını temizledikten sonra. "İçeride bekleyeyim ben."

"Bence de," yarım ağız gülüp odadan çıktı.

Altıma hafif bol bir kot pantolon, üzerime tam boy, vücuduma yapışan düz beyaz bir tişört geçirdim. Basit bir kombindi, en azından üzerime crop blazer ceketimi geçirene kadar. Böyle biraz daha resmi olmuştu. Giydiklerime kombine ettiğim takıları taktım ve hızla odamdan çıktım.

civciv | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin