22

2.7K 220 94
                                    

@barisalperyilmaz (story)

@barisalperyilmaz (story)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•••

Yunuserefsiz Akgün: nerdesin?

Telefonumu kapatıp bir köşeye bıraktım. Barış'ın hikayesini görmüştü muhtemelen. Beni keyfi geldiğince sorgulaması artık hoşuma gitmiyordu.

Ve evet. Barış beni hikayesinde paylaşmıştı. Ben yemeğe odaklanmış ciddiyetle karıştırırken benim ciddi halim onun komiğine gitmiş ve beni çekmişti. Çektiğini fark edip ona döndüğümde silmesini istemiştim - sadece onunla takılıyordum yoksa galerisinde yerimin olması hoşuma gitmişti - o da inat olsun diye paylaşmıştı. Her şeyi inadından yapıyordu zaten.

"Nasıl, beğendin mi?" Onun salonunda oturmuş yemek yiyorduk. Her şey normal gibi davranıyordu. Gerçi normal olmayan ne vardı ki? Daha dün ona başka bir numaradan yazıp kendimi başka biri gibi gösteriyordum, daha dün o kişinin ben olduğumu çözüp kendisinden hoşlandığımı anlamıştı, daha dün bunun için sürekli tartışıp duruyorduk, daha birkaç saat öncesinde arabasına binmem için Kazım'la konuşmamızım arasına girmişti...

Daha ne olabilirdi sanki?

Yine de boş verdim. Yanımda durmuş yemek yerken bunları düşünmek istemiyordum. Anı yaşamak en iyisiydi.

"Gerçekten nasıl bu kadar lezzetli olabilir?"

Göz kırptım, "Meslek sırrı." Sadece annem rizeli olduğu için ve yemek yapmayı annemden öğrendiğim için, ister istemez annem kadar lezzetli yapıyordum. Ayrıca annem babamın ailesiyle tanışmaya Hatay'a gittiği ve orada kaldığı zamanlar babaannem ona Hatay'ın yemeklerinin lezzet sırrını da vermişti. Annemin yemeklerinin lezzetsiz olma ihtimali yoktu. E tabii Barış'ta rizeli olduğu için ona yabancı gelmiyordu yaptığım yemeklerin lezzeti.

Güldü. "Eğer Ada olduğunu çözmeden önce yaptığın bir yemeği tatma şansım olsaydı lezzetinden tanırdım."

Gülerek gözlerimi yuvarladım. "Hâlâ Ada'yım, Barış Alper. Sadece küçük bir oyundu."

"Anlamıyorum," dedi, yemek yemekten uzaklaşmıştı. Sadece düşünüyordu. "Neden ki? Karşıma çıkmak varken."

Ondan hoşlandığımı biliyordu.

Ondan hoşlandığımı biliyordu.

Ondan hoşlandığımı biliyordu.

Anladığından beri onunla her karşılaştığımda bu düşünceyi aklıma getirmemeye çalışıyordum. Yoksa utanırdım, yoksa salaklaşırdım. Ama o biliyordu ve şimdi beynimde tekrarlanıp duruyordu.

Ondan hoşlandığımı biliyordu.

Ada'yken bunu çokça belli etmiştim.

"Her zaman karşına çıkıyordum Barış." Ve şu an ona neden anonim olarak yazdığımı konuşuyorduk. Şu an utanmam lazımdı ama niyeyse onun karşısında eskisi kadar utangaç olmuyordum. Sanırım beraber geçirdiğimiz vakitler çoğaldığı için utangaçlığım azalmıştı. Ben normalde özgüvenli bir insandım zaten. Barış'aydı sadece bu salaklığım.

civciv | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin