30

1.6K 169 98
                                    

Uzun zamandır çılgınlar gibi eğlenmiyordum, o yüzden bu bana iyi gelmişti. Bertuğ bana ayak uydurmuş, benimle dans etmişti. Kafa dengi bir adamdı, gece boyunca kahkaha atıp durmuştuk.

Şimdi ise, Barış'ın bakışları altında eziliyordum. Yorulup dinlenmek için bir masaya geçmiştik ve bizim ardımızdan diğerleri de bu masaya doluşmuştu.

Tuğçe Yunus'a sabah ki tanışmamızdan bahsetmiş olacak ki Yunus yanımda Bertuğ'u görünce pek şaşırmamıştı. Yine de beni sorgulayacaktı. Barış ise, o kadınla ne yaptığını bilmiyordum ama şu an tam karşımda oturuyordu.

"Nasıl yani, siz tanışıyor musunuz?" diye sordu Bertuğ üçüne. Nereden olduğunu bilmiyordum ama Tuğçe ile Bertuğ birbirini az çok tanıyordu. Bertuğ için masada yabancı olan tek kişi bendim.

"Açelya'yı ben davet ettim zaten," gözlerim Barış'a döndü, onun daveti sayesinde burada olmadığımı o da çok iyi biliyordu.

"Nasıl yani, siz..."

"Arkadaşız," diyerek kestim Bertuğ'un sözünü.

Barış yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi. "Çok iyi arkadaşız hem de,"

Bertuğ kafası karışmış bir şekilde Yunus'a döndü, "Ya siz?"

"Kardeşler," diye yanıtladı onu Tuğçe.

"Akgün'ün kardeşi misin?" dedi şaşırarak bana döndüğünde.

"Hayır, yani," diye düzeltmeye girdi Tuğçe. "Kan bağı yok ama çocukluğa dayalı bir arkadaşlık yani."

Beni Bertuğ'la yapma planları vardı ve bunda çok ciddiydi. Bertuğ'un sorduğu her erkeği kardeşim yapma potansiyeli vardı şu an.

"Ya siz?" dedi Yunus Bertuğ'a doğru.

Gülümsedi, "Kader,"

Havalanan kaşlarımla ona baktım, kader oyunuma ayak uyduruyordu.

"Ne kader ama," diye mırıldandı Barış ortaya doğru. "Hep Açelya'yı buluyor."

"Pardon?" masa da ona doğru yaklaştım. "Bir itirazın mı vardı Barış'cım?"

Alev saçan elaları yüzümde dolandıktan sonra cevapladı. "Hiç, ne güzel birbirinizi bulmuşsunuz diyorum."

Gülümsedim, "Teşekkürler, darısı başına."

Aramızdaki havayı bölen Tuğçe oldu, masadan kalktı ve, "Biz gidiyoruz," dedi ortaya doğru. "Gelecek misin Barış?"

"Yok," dedi hiç düşünmeden. "Siz gidin. Açelya'yla gelirim ben."

"Gerek yok," dedim ona. "Bana ayak uydurmana, gerek yok. Ben gelirim."

Omuz silkti.

"Git Barış," dedim dudaklarımı oynatarak, fakat tekrar omuz silkti.

"Gidiyoruz o zaman?"

"Gidin," dedim onlara. "Barış kalsın, eğleniriz."

"Pekala, iyi geceler o zaman." ikisi ortalıktan kaybolduğunda masaya yeni katılan isim Kenan'dı, hepimizle selamlaşıp yerini buldu ve yayıldı. Hemen ardından, Barış'ın yanında gördüğüm esmer kadın geldi.

"Barış," dedi masaya yaklaştığında. "Sıkılmadın mı? Oyun oynamaya geldim." Onun yanına oturdu.

Hem de dibine. Uzun, siyah saçları Barış'ın göğsünden aşağıya doğru akıyordu. Vücudumu saran kıskançlık dalgasıyla altı dudağımı dişledim. Kadın temas etmek için elinden geleni yapıyordu.

civciv | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin