"Müge bu kız canına susamış" diye bağırdım. Müge bana yavaş olmamı söylese de engel olamıyordum.
"Manyak mı bu ya, gelsin derdi neyse açık açık söylesin. Böyle aptalca oyunlar niye. Neyse ben bulur bizzat sorarım artık." diyerek hareketlendiğim anda Müge beni kolumdan tuttu.
"Hayır, şu an hiç birşey söyleyemezsin. Bir işine yaramaz, zaten inkar eder. Bize kanıt lazım, o şekilde konuştururuz." dedi Müge. Mantıklı konuşuyordu ama bende o sabır var mıydı emin değildim.
"Ya belli işte Kerem'in benden ayrılmasını istiyor. Bana geldi, ben kabul etmeyince şimdi de Kerem'in sabrıyla oynuyor. Bırak beni Müge ben bekleyemem. Belli işte o bunu yapan." diyerek Müge'den kurtulmaya çalışıyordum.
"Hiç birşey belli değil, ben değilim dese ne yapabileceksin." Birşey diyemeden yüzüne bakakalmıştım.
"Müge ben bunu bile bile nasıl susacağım. Karşıma çıkmaz inşallah" diye feryat etmiştim.
"Sakinliğimizi koruyup bunu onun yaptığını ispatlayacağız. Sonra hep birlikte soracağız hesabını merak etme sen. Sana bunu şu anda göstermeyecektim ama mecbur kaldım. Hadi şimdi salona geçelim. Ezgi'yi meraklandırmamalı, malum dedikodu seviyor." diye söylendi.
"Ezgi demişken, ne demek evlilik ne zaman." diye Müge'yi cimcikledim. Müge acıyla ah derken "Ne yapayım, dedikodu istiyordu bende laf açtım işte." dedi
"Karpuz kabuğuna gerek yok Müge"
"Neyse tamam, hadi gidelim" diyerek yanımdan kaçtı Müge. Neyse şu anda yapmam gereken şeye odaklanmalıydım.
Salona girdiğimizde "Bir sorun yok değil mi kızlar" dedi Ezgi merakla. Hakikaten her şeyi merak ediyor olması sinirimi bozuyordu. Bazı şeyler arkadaşlar arasında kalabilirdi."Sıkıntı yok, hallettik. En son ayrıldığım eski sevgilim çok yakından tanıdığımız biriyle görüşmeye başlamış. Güneş'te ona sinirlendi işte" dedi Müge. Bir yandan bana salondan çıkmam için kaş göz yapıyordu.
"Aa hadi ya, oluyor artık bu devirde böyle şeyler. Hem sen ayrıldın sonuçta değil mi? Bitmiş bir ilişkiden sonra insanlar istedikleriyle beraberlik kurabilir. Bu normal Müge'ciğim." diye bir laf attı ortaya. Ama bu laf kendi durumunu da gözler önüne seriyordu. Çünkü kendisi bitmemiş bir evliliğin tam ortasına yerleşmişti.
"Öyle tabi, ama insan yine de sinirleniyor işte" dedi Müge.
"Ben bir lavaboya gideyim" diyerek yanlarından ayrıldım. Babamın gelmesi yakın bir zaman diliminde olduğu için elimi çabuk tutmalıydım. Hızlıca çalışma odasına ilerledim. Güvenlik görüntüleri bilgisayardaydı büyük ihtimalle. Hızlıca bilgisayarı açtım ve olası bütün dosyaları açıp inceledim. Bilgisayarın tüm ekranı belli dosyalarla doluydu. Ama bir tanesi çok geçmeden dikkatimi çekmeyi başarmıştı.
"ESRA"
Babamın zamanında birbirimizi çok sevmiştik dediği kadının ismiydi. Hala bilgisayarında ne işi vardı bu ismin. Üstelik annemi geçtim, Ezgi vardı hayatında. Annemi sevmediğine onlarca kez şahit olmuşken Ezgi'ye de bunu yapması şaşkınlık vericiydi.
"Kendine gel" diyerek odağımı kaybetmemeye çalıştım. Çünkü benim kamera görüntülerini incelemem gerekiyordu. Biraz sonra görüntülerin olduğu uygulamayı buldum. Uygulamayı açıp gerekli tarih ve saati ayarladım. Gelişimizin bir saat öncesinden hızlı şekilde inceliyordum. Tam gerekli görüntüyü bulduğum anda kapının açılmasıyla sıçradım."Ne yapıyorsun sen burada" diye kapıda söylenen babama bakıyordum. Sadece bakıyordum, ağzımı açamıyordum. Bir yandan gözüm bilgisayardaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÖNME DOLAP
Teen FictionHepimizin hayatında zor dönemleri olmuştur muhakkak. "Artık bitti buradan dönmez" dediğimiz türden. Ne yapacağımızı şaşırdığımız, yolun sonu diye düşündüğümüz... Peki bu zor dönemi en az hasarla atlatmak adına ne yaptık? "Acaba paçayı kurtarır mı...