Zehra oturduğu yerden Hande'nin olduğu yeri gözetleyip duruyordu. Yüzüne bir renk gelmişti, canlanmıştı yeniden. Arkadaşları sezmişti bunu tabi. Saliha, Simge, İlkin ve Elif Hande'yi sıkıştırmıştı. Şimdi de Zehra'daydı sıra.
"Eveeeet, anlat bakalım." Ayça sağına otururken Cansu soluna geçmiş, karşısına Ebrar oturmuştu.
"Neyi?" diyip güldü Zehra. Neler dönüyordu yine...
"Umarım yapmamışsınızdır." Cansu, aklından geçenin olmamasını diliyordu.
"Ne? Kimle ne yapmışım ben?" Zehra kaşlarını çatıp anlamaya çalıştığında Cansu ofladı.
"Bir yıldır olmuyor ya hani... Özlemişsinizdir de. Kesin yaptınız dimi! Bu mutluluğu biliyorum ben! Barışmadan etmeden..." Zehra öksürmeye başladığında Ayça sırtını sıvazladı.
"Tamam aşkım utanma bizden, olur öyle şeyler. Cansu büyütüyor sadece."
"Yo." Ebrar'a gözlerini belertti Ayça.
"Ya yok öyle bir şey saçmalamayın... Anlatıyorum ama bölmek yok." Zehra, önce uyarısını yaptı ve sonra her şeyi düzgünce anlattı. Kızların tepkilerine gülmemek elde değildi.
"Heyecan var mı heyecan?" Ayça gülerek sorduğunda Zehra başını salladı hızla. Vardı tabi...
"Sanki yıllar önceye dönmüş gibi... En başından. Ama bu sefer akıllandık. Büyüdük..."
"Büyüdünüz tabi. Bence her şey çok güzel olacak." Cansu'nun verdiği moralle Zehra gülümsedi.
"Kızlar bizde toplanalım akşam. Ne dersiniz?" Saliha'nın yaptığı teklifi reddetmeyecekti Zehra. Hande'nin orda olacağını biliyordu çünkü.
"Ben gelirim." dediğinde Cansu da onayladı. Ayça ve Ebrar da kabul etmişlerdi. Saliha, Dilay ve Begüm'e sormaya gitmişti. Zehra'nın bakışları tekrar Hande'nin olduğu yere kaydığında kızların gülmesi Hande'nin de onlara bakmasına neden oldu. Zehra utançla başını çevirip arkadaşlarına ters ters baktı.
"Sizden nefret ediyorum."
"Bu kadar da başa dönülmez ama. Uzaktan bakışıyorlar." dedi Cansu kahkahalarının arasından.
"Sanane. İstediğimizi yaparız." Zehra sinirle ayağa kalkıp boş sandalyeye oturdu. Tek başına oturacaktı. Kollarını da göğsünde bağlamıştı. İzliyordu karşısındaki boş duvarı.
"Kaysana." Hande'nin sesini duyduğunda gülümseyip yanındaki sandalyeye geçti. Hande de onun yerine oturmuştu.
"Geliyor musun?" Zehra başını salladı. "Evet, sen?"
"Evet."
Oluşan sessizlikten memnun değildi ikisi de ama ne konuşacaklarını bilmiyorlardı. Her şeyi baştan almışlardı almasına da... Flört etmeyi bilmiyorlardı herhalde.
"Havalar da..."
Hande daha ağzını açar açmaz Zehra güldüğünde Hande'nin yüzü düşmüştü. Dudağı bile bükülmüştü. O kadar mı komikti?
"Hande yok artık."
"Ne bileyim, susup duracak mıyız? Konu açayım dedim."
"Evet havalar ısındı. Bunu konuşmayalım ama."
"İyi peki."
Hande omuz silkip kalkmak için hareketlendiğinde Zehra durdurdu eliyle. "Nereye?"
"Havaları benimle konuşacak birinin yanına." Zehra şaşkınlıkla bakarken Hande çoktan Simge'nin yanına gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wonderland,, hanzeh
أدب الهواةbiz harikalar diyarını bulduk, sen ve ben onun içinde kaybolduk. ve bu sonsuza dek sürebilirmiş gibi davrandık.