• K.İ. | Bölüm 12 - Sevda Çıkmazı

242 16 0
                                    

Herkese merhaba, bugün üzücü bir bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz, sizi bölümle yalnız bırakıyorum.

...Lorensi size keyifli okumalar diler...

Bölüm On İki - Sevdanın Çıkmazı

Mardin' in sıcak günlerinden bir gün daha geride kalmıştı. Kuşların cıvıltıları, orman gezintisine iyi geliyor ve eşlik ediyordu. İki gün sonra tekrardan hastaneye başlayacak, Yusuf hocamın gelecek olmasıyla işimin başına döneceğim. Ne kadar çok istemesemde, işimin başına dönmeli ve hastalara umut olmaya devam etmeliydim.

Dün Ömer Asaf' ın kalbini kırdığımı hissediyor, neler olduğunu yanımda ki kız arkadaşıma baştan sona anlatıyordum. Beni sabırla dinliyor, beklenmedik tepkiler verip, beni şaşırtıyordu.

"Benimle evlenecekmiş" dediğimde içimde ki alayla gülme isteğini durduramadım.

"Cihan'a bak sen! O kim ya! Hele bir benim karşıma çıksında göreyim!" dediğinde Akel, bu sefer buruk bir tebessüm peyda oldu birbirine bastırmış olduğum dudaklarımda. Göğsümün kalkıp inmesine yardımcı olarak daha derin bir iç çektim, oturmuş olduğum bankta arkama yaslandım.

"Ömer Asaf' a söyledin mi?"

"Hayır. Söylemedim çünkü sebepsiz olurdu. Aramızda hiç birşey yokken onu Cihan'la karşı karşıya getiremem. Ayrıca sürekli etrafımda olursa, Cihan mutlaka şüphelenecek ve beni aileme rezil edecek" dediğimde Akel' in bankın üzerinde bana dönen bedenine baktım.

"Neden Ömer Asaf' a hislerini söylemiyorsun? Onu bu kadar önemseyip, severken neden konuşmuyorsun İkra?"

Dertli bir iç çektim. "Söyleyemem. Ben daha önce hiç aşık olmadım. Nasıl olur bilmiyorum, daha önce hiç erkek arkadaşım olmadı. Ömer Asaf' ın gözlerine rahat rahat bakamıyorum bile" dedim ve kollarımı önümde bağladım.

"Bak canım arkadaşım" dedi Akel bana doğru yaklaşıp, elini omzuma koyunca.

"Sen eğer bir adım atmazsan, hiç birşey öğrenemezsin. Ben senin yerinde olsam" dedi eliyle kendini gösterip, devam etti. "Çoktan karşısına geçmiş, onu sevdiğimi söylemiştim. Hem sen diyorsun, onun da seni sevdiğine eminsin."

Söyledikleri bana cesaret veriyordu. Ama kararsızlıkla dolan aklıma söz geçiremiyorum. Ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilmiyorum. Acaba Akel haklı olabilir mi? İlk adımı benim mi atmam gerekiyordu? Hem belki ilk adımı ben atarsam, o bana daha da açık olabilir.

Ama Cihan...

Kalbimde Ömer Asaf varken, ben ona hislerimi söyleyince Cihan' ın etrafımda dolaşmayacak olduğuna nasıl emin olabilirim? Olamam. Ama böyle de elim kolum bağlı duramam.

"Ne düşünüyorsun?"

"Ne yapmam gerektiğini?"

Akel gülümsedi. "Gel beni dinle. Çık karışısına, söyle duygularını. Hem bak gerçekten sen de rahatlayacaksın. Hem o Cihan' ı dert ediyorsan dert etme. Yarın öbür gün döner Sivas' a o."

O kadar güzel konuşuyordu ki Akel, alt dudağımı dişlerimin arasına aldım, ne diyeceğimi bilemedim. Derin bir nefes aldım, verdim. Ne kadar çekiniyor ve utanıyor olsam da içimde ki sese kulak verdim ve başımla onayladım Akel' i.

"Akşam Askeriyeye gideceğim. Şuan görevde olabilir" dediğimde Akel'in yüzünde açan tebessüm bir oldu.

"Söyleyecek misin yani?"

Güldüm. "Hım hım... beklemenin bir anlamı yok" deyince, kolları bedenime dolandı.

"Elbette yok."

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin