• K.İ. | Bölüm 15 - Veda Çiçeği

231 15 0
                                    

Yepyeni bir bölümle geldim. Başlıktan anlayacağınız üzere biraz hüzünlü bir bölüm olabilir. Ve bu bölüm sadece İkra ve Ömer Asaf'ı anlatıyor. Umarım beğenirsiniz, şimdiden okuduğunuz için teşekkür ederim. Ama siz bekleyin, daha neler neler olacak. 😁

Bu arada artık her iki günde bir bölüm atmaya karar verdim. Yani bir sonraki bölüm yarın değil, öbür gün gelecek.

Instagram hesabım: lorensilorensi_0

...Lorensi size keyifli okumalar diler...

Bölüm On Beş - Veda Çiçeği

"Deha, İkra!"

Yan taraftan bize doğru koşan hemşireye döndük ben ve uzun zamandır görmediğim arkadaşım. Öyle bir hızla geliyordu ki yaslandığımız masadan korkuyla doğrulduk.

"Yusuf hoca sizi acile çağırıyor acil hasta geliyor!" Deha'yla göz göze gelir gelmez ikimiz de aynı anda koşmaya başladık. Asansörlerin dolu olduğunu görmek, merdivenlerden inmemize neden oldu. Bugün hastanede uzun bir aradan sonra ilk günümdü. Doktor arkadaşım Deha içinde öyle. Hatta Yusuf hocam bile annesinin durumunun iyiye gitmesinden dolayı hastaneye, şehir dışından dönmüş ve çoktan işinin başına dönmüştü.

"Kesin bizi haşlayacak" diyen Deha' ya alayla bakıp güldüm, hızlı hızlı ilerlemeye devam ettik.

"Sanmıyorum. Bu sefer doğrayacak galiba!" dedim ikimiz de bir kez daha gülüp, yürümeye durmadan gayret ederken. Merdivenlerin bitiminde, sağ tarafta acile açılan sensörlü kapıyı elimi kaldırarak daha hızlı açılmasına neden oldum.

İçeri girdiğimizde hastayı, başında Yusuf hocayla sedyeden yatağa alırlarken, Deha' yla bir kez daha hastaya doğru aynı anda koştuk.

"Geldik hocam!"

"Nerdesiniz!" diyen Yusuf hoca ellerine eldiven geçirirken, biz de boş durmayıp aynısını yaptık. Parmaklarıma geçirdiğim eldivenle hastaya odaklandım. Yusuf hocanın "trafik kazası, otuzlu yaşlarda" demesiyle stetoskopu kulağına takıp, hastanın göğsünü dinlemeye koyuldu. Boş durmayıp seruma anestezi vererek, uyanmasına engel oldum.

"Hava yolu tıkanmış, akciğerlerine kan toplanıyor" dedi Yusuf hoca göğsünü dinlemeye devam ederken. Ardından doğruldu ve "göğüs tüpü takacağım" deyince yan taraftan tüp getiren hemşireye minnetle baktım. Eline neşteri alan Yusuf hocanın yanına Deha yaklaştı.

Pamuğa dökmüş olduğu tentürdiyotu sol göğsünün kenarına sürdü ve kenara çekildi. Yusuf hoca neşteri deriye değdirip, küçük bir kesik atarken, tüpün ince borusunu göğsüne yerleştirdi ve beyaz pansuman bantı ile sabitledi. Geri doğruldu, monitörden değerleri öğrenmek için bana baktı. Bana dönük olan monitöre dönüp, "tansiyon yüz otuza yedi, saturasyon doksan, kalp atışları ise seksen üç. Hasta stabilize oluyor hocam."

Derin bir nefes alan Yusuf hocanın sergilemiş olduğu performans ben ve Deha' yı da güldürdü.

"Hastayı tedbir amaçlı yoğum bakıma alın, ailesine haber verin. Yarın sabaha karşı ameliyat olacak. Ayrıca iç organlarının röntgen ve ultrasonunu da istiyorum."

Yusuf hocayı, Deha ve ben de başımızla onaylarken, yanımızdan ayrılmadan önce bize baktı.

"Bir dahakine daha hızlı, benden önce gelmelisiniz aşağıya!" Bir kez daha onu başımızla onaylarken, yanımızdan ayrılıp acil kapısından çıktı. Hastanın yüzünde ki çizikler için pansuman yapmasını istediğim hemşireden, bir de sabah erkenden getirilen hasta için kan testi ve hastanın yoğum bakıma alınması için erkek hemşirelerin bakmasını rica ettim.

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin