• K.İ. | Bölüm 22 - Kalp Yakan Haber

1K 48 3
                                    

Herkese merhabaaaa... Normalde bölümü yarın atacaktım ama bu seferlik böyle olsun dedim. Bu arada bölüm kısa olduğundan dolayı iki bölüm attım. Bu bölümden sonra diğer bölüme de geçebilirsiniz.

Bu arada kitabın kaç bölüm olacağını merak edenler var mı aranızda bilmiyorum ama söyleyeyim.

Kitap yaklaşık 65, 70 bölüm olabilir. Daha da fazla olabilir, bundan az da olabilir. Ama uzun olacağı kesin, çünkü aklımda daha bir sürü olay ve sahneler var. Yazmak için sabırsızlanıyorum.

Bu arada Instagram hesabım var, oradan beni takip ederseniz çok memnun olurum. Takipçi sayım az maalesef, eğer çoğalır ve takip sayısı artarsa, oradan alıntılar paylaşabilirim bir sonraki bölümler için. Şimdiden teşekkür ederim.

Instagram hesabım : lorensilorensi_0

...Lorensi size keyifli okumalar diler...

Bölüm Yirmi İki - Kalp Yakan Haber

Duyduğum cümleleri idrak etmemin ardından tam beş dakika geçmişti ve biz Eda hariç hep birlikte hastaneye gidiyorduk. Eda ev de Kerem ve Selim'le birlikte kalırken, ablam çoktan evine dönmüştü dün akşam. Gözlerimden akan belli belirsiz yaşları hızla sildim, küçük bir hıçkırığın dudaklarımdan kaçmasına engel olamadım.

"Ağlama güzel kızım, durumu iyidir."

Annem yanımda sırtımı sıvazlarken, derin bir nefes daha aldım. Abime döndüm, şoför koltuğuna baktım. İlker hemen annemin diğer tarafında otururken, bana bakıp, gözlerini kaçırıyordu. Şuan tek isteğim Ömer Asaf'ın iyi olmasıydı. Ona birşey olacak korkusu yüreğimi yakıp kavuruyordu.

"Abi hızlı olur musun?"

"Elimden geldiğince hızlı gidiyorum güzelim, ağlama sen iyidir."

Avcumun içine alnımı yasladım, titreyen nefesimle derin bir iç çektim.

"Tamam, biz de geliyoruz, az kaldı." Babam Ferit beyle konuşup, telefonu kapatınca başımı yaslamış olduğum ellerimden ayırıp, ona doğru kaldırdım.

"Hâlâ ameliyattaymış, doktorlar durumu biraz ciddi demişler ama ameliyat başarılı geçiyormuş."

Bir hıçkırık daha kaçtı dudaklarımdan. Annem bir kez daha sırtımı sıvazladı. İleride ki trafiği fark eder etmez kaşlarım havalandı ve göz yaşlarım sessiz sessiz akmaya devam etti. Oysa ki hastanenin tabelası çok uzakta gözüküyordu. Oraya kadar nasıl dayanacaktım trafiğin bitmesine. Dayanamazdım, abim trafiğe girer girmez, yan taraftaki kaldırımı fark ettim ve kendime engel olamayıp kapıyı açıp anlık bir cesaretle indim arabadan.

"İkra!"

"Kızım!"

"İlker peşinden git oğlum!"

"Ö-Ömer Asaf." Hıçkırıklarım yağmurlu havanın altında devam ederken, ben durmadan koştum hastaneye doğru. Eğer trafiğin bitmesini bekleseydim bugün bitecek gibi değildi. Benim bir an önce Ömer Asaf'ın yanında olmam gerekiyordu. Onun bana ihtiyacı vardı bunu hissediyordum.

"Ömer Asaf" dedim bir kez daha hıçkırıklarım gitgide çoğalırken. Akan göz yaşlarıma yağan yağmur damlaları eşlik ediyordu. Yağmurlu göğün altında, sevdiğim adama ulaşmak için koşuyordum adeta.

"İkra!"

Son sürat koşmaya devam ederken, İlker'in koluma dokunan parmaklarıyla yerimde durmak zorunda kalıp, ona baktım ve kolumu parmaklarının arasından hızla çekip, göz yaşlarımı sildim.

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin