• K.İ. | Bölüm 2 - Akılda Kalan Gözler

4.1K 114 9
                                    

Herkese merhaba canlarım. Yepyeni bir bölümle geldim, umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı eksik etmeyin şimdiden teşekkür ederim.

...Lorensi size keyifli okumalar dilerim...

Bölüm İki - Akılda Kalan Gözler

Yazar

Korku, genç kızın tüm hücrelerini ele geçirmiş, soluksuz bir şekilde gözlerini kapatmasına neden olmuştu. Bedeni deponun soğuk, buz gibi asfaltı ile buluşacağı vakit, türk askerinin ona atılan kolları bedenini kolaylıkla havada tutabilmeyi başarabilmişti. Derin bir nefes aldı, yabancı kızı kolları arasına alarak, "etrafı kontrol edin, silahları toplayın" diye komut verdi askerlerine.

Kucağında ki genç kız ile deponun açık kapısına yaklaştı, dışarıda duran askeri araca, yanında etrafı kontrol eden askeriyle ve kucağında baygın kızla ilerledi. Askerin ela bakışları, kızın nemli yüzünde geziniyor, yutkunarak geri çekiliyordu o ela bakışları. Kalp atışlarının hızı nedenini bilmeksizin hızlanmış, ellerinin terlediğini hissetmişti asker.

Askeri aracın asker tarafından açılan kapısına yaklaşan üsteğmen Ömer Asaf, kucağında yer alan genç kızı dikkatle koltuğa oturtturdu, "su ver" diyerek askerinin elinde ki şu şişesini aldı. Elinde ki siyah askeri deri eldivenleri çıkardı, koltuğun başına koyarak suyu ellerine döktü. Arkasında duran asker etrafa göz gezdirmeye devam ediyor, arada bir komutanının genç kıza bakan bakışlarını fark edip gülümsüyordu.

Elini soğuk suyla ıslatmış olduğu üsteğmen, dikkatle genç kızın yanaklarına dokunup hafif bir şekilde tokatlarken uyanmasını bekledi. Bir kez daha su döktü, ardından tekrar yanaklarına dokundu. Aradan geçen saniyeler sonrasında, genç kızın yavaş yavaş aralanan bakışlarına, üsteğmen dudaklarını aralayıp ciğerlerine derin bir nefes çekerek baktı. Genç kız başta kendine gelemeyip, gözlerini tamamen araladıktan sonra, refleks olarak geri çekildi.

Askerin önünde havalanan her iki eli "sakin ol, askeriz biz" diyerek tekrardan önüne indi. İkra derin bir nefes aldı, bir an önce saatin kaç olduğunu bilmek istedi. Eli ağrıyan başının kenarına yerleşirken, askerin gözünden kaçmayan o güzel yeşil gözlerini açıp kapadı ve tüm bunların gerçeklik payını merak etti. Hissettiği yoğun acı duygulara yenik düşüp, korkunun yer aldığı bedenini arkasına yasladı, başını geriye atarak derin bir iç çekti. Askerin ona bir kez daha uzatmış olduğu suyu, bu sefer dikkatle alıp, dudaklarına yaklaştırdı, bir kaç ağır yudumdan sonra tekrardan ona uzattı.

"Komutanım, yaşayan yok!"

Depodan çıkan askerle baktı yeşil gözleriyle. Komutan askerlerine döndü, "iyice baktınız mı?" diyip belinin yanında ki telsize uzandı. Açık askeri aracın kapısından bir iki adım uzaklaştı, genç kızın arkasından bakmasına neden oldu. İçten içe gülümseyen İkra, ellerini kucağında birbirine bastırarak yutkundu, başını önüne eğip tekrardan ela gözlü askerin sırtına baktı. Diğer askerler, komutanının etrafında yer alıp ellerinde ki silahlarla arkalarına bakarken, hemen yan tarafta ki askere doğru eğilip, arabanın içinden başını sola doğru çevirerek çıkardı.

"Şey... Sakıncası yoksa saatin kaç olduğunu öğrenebilir miyim?"

Genç kızın sorusuyla ona dönen eli silahlı asker, hızla kolunda ki askeri saate baktı, ardından "on iki otuz" dedi. İkra' nın bedenine yerleşen ailesinin merak korkusuyla, bir an önce onlara iyi olduğunun haberini vermek istedi.

"Bu sizin galiba" diyen bir başka askerin ona, adamlar tarafından el koyulan çantasını uzatırken, İkra teşekkür ederek aldı. Hızla içerisinden telefonunu çıkardı, kapalı olduğunu fark ederek açma düğmesine bastı. Bakışları bir kez daha ona arkası dönük ve telsizle konuşan askere kaydı. Kalbi bir kez daha nedenini bilmeksizin ritimlerini arttırırken, ciğerlerine doğru temiz havayı içine çekti, ardından elinde titreyen ve açılacak olduğunu fark eden telefona çevirdi bakışlarını.

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin