• K.İ. | Bölüm 23 - Hasta Ziyareti

171 12 2
                                    

Eveeet bu bölümü de okuyabilirsiniz. Şimdiden teşekkür ederim.

...Lorensi size keyifli okumalar diler...

Bölüm Yirmi Üç - Hasta Ziyareti

Hayatımın korku dolu saatlerini az da olsa geride bırakmıştım. Sanırım Ömer Asaf hastaneden çıkana dek bu korkularımın geçeceğini düşünmüyordum. Annemler akşama doğru eve geçmişler, ablama durumu haber etmişlerdi. O da beni aramış, "geçmiş olsun" diyerek şifa dilemişti. Ben de ona teşekkür edip, telefonu kapattıktan sonra Ömer Asaf tim ile bir iki saat sohbetinin ardından onlarla da vedalaşmış, ve tim de kızlarla birlikte dağılmıştı. Serhat komutan öğlen vakitlerinde bir kez daha uğramış, Ömer Asaf'ın iyi olduğunu kendi gözleriyle görünce, geçmiş olsun dileklerini dileyip, o da bir iki saatin ardından hastaneden çıkmıştı.

Akel ise Yiğit'in onu evine bırakmasıyla okuluna gitmişti o da. Aralarında güzel, yumuşak bir ilişki ilerliyordu. Tek dileğim mutlu olmalarıydı. Kaderlerinde yazılı ki karşılaştılar birbiriyleriyle.

Ömer Asaf'ın abisi Taha, eşini alıp, kardeşiyle sohbetinin ardından eve yol almışlardı. Çocukları yoktu ve onlar iki yıldır evliydi. Yani Ömer Asaf'tan öğrendiğim kadarıyla böyle net konuşuyordum. İlginçti.

Ömer Asaf'ın anne ve babası hastane odasında oğullarıyla sohbet ediyorken, ben yatağın ayak kısmında durmuş, elimdeki dosyayı yatağın sonunda yer alan masanın üzerinde inceliyordum. Önüme düşen saçlarımı geriye attım ve üzerimde hissediyor olduğum bakışlarımla gözlerimi Ömer Asaf'a kaldırdım. Annesi onunla konuşurken, o bana bakıp duruyor ve tekrardan annesine dönüyordu. Boğazımı temizledim, dosyayı kapatıp, Ferit beye ve Sevda hanıma baktım.

"Değerleri yükselmiş. Hatta demir ve B12 de gayet yüksek."

"Oh çok şükür! Allah senden razı olsun güzel kızım."

"Ne demek? Bu benim görevim ve ayrıca Ömer Asaf yaban-" dedim ve kızaran yanaklarımla durdum.

"Haklısın." Ferit bey güldü. "Yabancı değil Ömer Asaf, sözlüsünüz siz."

Dudaklarımı birbirine yasladım, başımı çekinerek salladım ve Ömer Asaf'a kaçamak bir bakış attım.

"İkra. Kızım otursana" deyince Ferit bey, kaşlarımı çattım, yavaşça yanlarına yaklaştım ve hemen Ömer Asaf'ın yatıyor olduğu yatağın yanında ki sandalyeye oturdum.

"Efendim."

"Ben sizinle konuşamadım pek. Hazır kimse yokken, bir de ben konuşayım."

Dalında yeni yeni kızaran domatesin yanaklarımla hiç bir farkı yokken, Ömer Asaf oturur pozisyonda duruyordu ve başını geriye yaslayıp, arkasına yaslandı, pür dikkat babasına baktı.

"Güzel kızım. Sen benim can dostumun kızısın. İnan Asaf'ın seni seçmiş olması, sevmiş olması ve gönül vermiş olması beni de," dedi ve Ömer Asaf'a baktı. "Annenide gururlandırdı."

Yüzümde belli belirsiz bir gülümseme peyda oldu. "Bizim tek dileğimiz her ikinizin de mutlu olması. Kararlarınıza saygı duyuyoruz. Ama şunu bilin. Evlendikten sonrada, asla ama asla birbirinizi üzmeyin. Kalp kırmayın. Bizim yüzümüzü, size olan güvenimizi kırmayın. Birbirinizi sevdiğinize şahit olduk. Tüm herkes."

Ferit beyin hem bana, hem Ömer Asaf'a bakarak kurmuş olduğu cümleler sadece yanaklarımın kızarmasına neden oluyordu. Boğazıma tutulan yutkunma isteğini yerine getirip, ağır ağır yutkundum.

Ferit bey bir eliyle benim elimi, diğer eliyle Asaf'ın elini tuttu ve aniden birleştirdi. Ellerimiz birleşti ve ben ne kadar çekiniyor olsam da Ömer Asaf sıkıca tuttu elimi.

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin