• K.İ. | Bölüm 24 - Kısa Bir Veda

140 14 2
                                    

Kusura bakmayın bölüm biraz geç geldi. Ama güzel bir bölümle geldim. Umarım beğenirsiniz sevgili okurlarım. Şimdiden oy vermeyi unutmayın.

BARUT KOKUSU KİTABIMA BAKMAYI UNUTMAYIN!!!

...Lorensi size keyifli okumalar diler...

Bölüm Yirmi Dört - Kısa bir veda

Sabah gözlerimi yanıyor şekilde açtım. Bedenim cayır cayır yanıyor, ellerim üşüyordu. Yatakta tir tir titriyor, annemin ikidebir başımdaki bezi değiştiryor olmasıyla daha da üşüyor ve titriyordum. Gözlerimi açacak halim yoktu şuan. Midem bulanıyor, kendimi hastaneye götürecek takati bile bulamıyordum dizlerimde. Derman tükenmiş, ellerim sanki bocalmış gibiydi.

"Kızım, sana yiyecek birşeyler getireyim mi?" Titreyen vücudum ile başımı mide bulantısıyla iki yana salladım.

"Yok. İstemiyorum, midem bulanıyor."

Eli alnıma dokundu ve ateşimi ölçtü. "Kızım, bak çarşafların terlemiş, üstün de. Ateşinde var. Hadi sen kalk ılık bir duş al, ben de çarşaflarını temizleriyle değiştireyim, sana çorba yapayım olur mu?"

Ne kadar çok istemiyor olsamda, daha çok yapabileceğimi sanmıyor olsamda başımı salladım, yavaşça doğruldum.

"Anne ben çok hastayım ya" dedim ağlak çıkan sesimle. Bedenimdeki halsizlik sesimede yansımıştı.

"İyileşirsin kuzum. Allah'ın izniyle iyi olacaksın, hadi sen duşa git, ben havlunu iç çamaşırlarını ve kıyafetlerini getiririm."

Onu başımla onayladım ve yavaşça odamdan çıktım. İlker ve babam işe gitmişti, abim ise koltukta oturuyordu. Eda akşam için yemek yaparken, ben odadan çıktığımda abimin bakışlarını üzerimde hissedince, "güzelim" diyerek ayağa kalktı.

"İyi misin?"

"Değilim. Çok başım ağrıyor ve halsizim. Duş alacağım" dediğim vakit, eli alnıma dokundu.

"Al al. Yanıyorsun güzelim, yemekte ye, iyi olursun, olmazsan hastaneye götürürüm seni" deyince başımı salladım ve banyoya doğru ilerledim. Banyo mutfağın hemen karşısında olduğundan dolayı, Eda'nın beni fark etmesiyle "iyi misin canım?" demesi bir oldu. Elindeki tahta kaşıkla yemeği karıştırıyordu.

Gülümsedim, "iyiyim" dedim ve derin bir nefes alıp, verdim. Banyoya girdim, kıyafetlerimi yavaş yavaş çıkardım, duşakabine girip, tabureye oturdum. Ayakta duracak mecalim yoktu şuan.

Ilık bir duşu, titreye titreye alırken, banyonun kapısı açıldı ve ben korkuyla "kimsin!" diyebildim.

"Benim güzel kızım. Havlunu ve kıyafetlerini getirdim sana. Giy yatağına yat yeniden. Çarşaflarıda değiştirdim."

Annem beni görmesede başımla onayladım ve "tamam, teşekkür ederim" dedim. O çıkınca, ben kendimi durulayıp duşakabinden çıkar çıkmaz üstümü giyinmek için kapıyı kilitledim ve havluyla kendimi kuruladım. O sırada kapı çaldı. Muhtemelen babam gelmiş olacaktı öğle yemeği için. Ben ne sabah kahvaltısı yapmış, ne de yemek yemiştim. İştahım yoktu pek fazla.

Havluyu kenara bıraktım, iç çamaşırlarımı giyip, annemin getirmiş olduğu kalın, yünlü pijama takımımı giydim ve havluyla saçlarımı kuruttum. Aynada halsiz yüzüme bakıp, saçlarımı bir süre taradıktan sonra kirli çamaşırlarımı havluyla birlikte alıp, banyodan çıktım. Hemen banyonun yanında yer alan küçük bölmedeki kirli çamaşır dolabına attım ve odamın kapısı salona açıldığı için salona doğru ilerledim. İçeri girer girmez babamın geldiğini fark etmem pek uzun süremi almadı.

KURŞUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin