Tüm seri bu kitap içerisinde yayınlanmaktadır. 1 ve 2. kitap tamamlandı.
| Yetişkin okurlar içindir. |
Antik Mısır'dan 21. yüzyıla, antik dünyanın kapanmamış meselelerini çözmesi için 9 yaşında gönderilmiş bir savaşçı-kral. Baris Devran Karatlı, gü...
çok tatlı bir geçiş bölümü olduğunu düşünüyorum, yüzleşmelerimiz bol oldu ve Baris'i Aden dışındaki 2 farklı kadının bakış açısından aktardım
bakalım bakalım kralımız başkalarına nasıl görünüyor?
duyurular için instagramdan beni takip etmeyi ve buradan da mutlaka takip etmeyi unutmayın @asravalen
arada ekstra alıntılar paylaştığım twitter hesabımdan da beni takip edebilir, (hesabım asravalen) sohbet etmek isterseniz etiketleyebilirsiniz. paylaşmak istediğiniz alıntıları #kutsaltürap etiketiyle paylaşmayı unutmayın, sizi seviyorum
bu bölümde fazlasıyla yorumlarda olacağım, sadece okumayıp size katılıyor olacağım, anlık tepkilerinizi olduğu gibi yazmaktan çekinmeyin bayılıyorum yorumlarınıza <3
iyi okumalar🤍
KUTSAL — TÜRAP
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
28. BUTAN PRENSESİ ve ÇÖPÇATANI
☾
♪ to-do list - teya
"Bıraktığım gibi değilsin." Sus Mert!
Gözleri boynumdayken saçlarımla tenimi hızlıca gizledim ama artık çok geçti. Altın çocuk ve emekli Butan prensesi hâlimi çoktan görmüştü. Çok utanıyorum!
"Hasar kaydın var Aden, inanılmaz, sen..." Araba jargonundan konuşmuş olması bana sanki, onu da özüne döndürmüş gibi hissettiriyordu. Baris'i en iyi tanıyan hâline. Kolombiya'daki bir Mert'e.
Salondan çıkarak yaklaştı. "Anasını satayım seni nasıl bozabildi lan?..." Gözleri Baris'in tişörtüne düştü. Sus daha fazla konuşma!
"Gözlerimle görüyorum ama inanmıyorum," derken kollarıma baktı. "Kolunda bileklikler de yok... illüzyon büyüsü yapıyorsun diyeceğim ama... Apaku?" Arkasına döndü. "Benim gördüğümü sen de görüyor musun?"
Apaku'dan önce ben konuştum. "Ben büyü yapmıyorum. İllüzyon hiç yapmıyorum. Fantastik bir yaratık falan da değilim. Irkımla alakalı bir şey." Çok utanmıştım ve konuyu saptırmam gerekiyordu. Mert'in kaşları havalandı.
Nedense, onu boynumdaki morlukları görmekten daha çok etkilemişti bu söylediğim.
"Görüyorum ama—" dedi Apaku, devam etmedi. Kalakalmış bir şekilde durdu olduğu yerde.
