Gözlerin doğuyor gecelerime.
Bir kandil misali yön veriyor,sana yazdığım sevda kokulu şiirlere..★★★★★★★
Ertuğrul Gökbulut
Biraz sonra başlayacak olan toplantı için son bir kez dosyanın önemli kısımlarına göz atıyordum.
Son zamanlarda şirketin sorumluluğunu çoğu zaman alp'e bırakmıştım. Bu nedenle günler sonra bugün ilk kez şirkete gelmiştim.Hem çocukların okul sürecini takip ediyor hem de girmem gereken birkaç sınavı aradan çıkarmıştım.
Birkaç dakika sonra Mustafa'nın beni çağırmasıyla toplantı salonuna girmiştik. Ortaklarımızın gelmesiyle konuşulması gereken tüm meseleleri masaya yatırmıştım. Geçen bir buçuk saatin ardından toplantı bitmişti.
Odama dönerken sade bir Türk kahvesi istedim.Konuşmaktan ve sorulara cevap vermekten bir hayli yorulmuştum.Adamlar benim teklifleri böylesine sıcak karşıladığımı görünce epey şaşırmışlardı.
Ah Alp! Önceki görüşmelerde o kadar ciddi ve sert bir tavır takınmışki, bütün şartları kabul etmek zorunda kalmışlar.Hatta Mustafa'nın dediğine göre çok fazla soru soran adamı az kalsın şirketin penceresinden sallandıracakmış.
Ben ona olabildiğince sakin ve yapıcı davran demiştim.Her zamanki gibi sözümü dinlemişti! Bu çocukla gerçekten ne yapacağımı bilmiyorum!
Şirkete geleceğimi öğrendiği an arkadaşlarıyla takılmaya gitmişti.Sınavlar hakkında konuşup, konuları öğreneceklermiş.Yani yine işin içinden sıyrılmayı başarmıştı.
Bir yandan fakülteye gitmesi iyi olmuştu.Çünkü uzun bir süredir derslerini aksatıyordu.Tabi bizimki her ne kadar üstün zekasına güvenip sınav haftası çalışmayı sürdürsede, makine mühendisliği zor bir bölümdü.
Fazlasıyla uğraş ve çalışma gerektiren dersleri bünyesinde barındırıyordu.Ama neyseki alparslan bu zamana kadar hiçbir dersten kalmamıştı.
Sürekli not tutup günü gününe çalışan biri olmamasına rağmen sınavları oldukça iyi geçiyordu.Üstün zekalı olmanın tüm avantajlarını kullanıyordu.Bence bu herkesin imrenebileceği bir şeydi.
Böylesine meşakkatli bir bölümü çocukluktan gelen merakı yüzünden seçmişti. Evdeki herhangi bir makineyi saatlerce inceler nasıl ortaya çıkmış olabileceği ile ilgili varsayımlarda bulunurdu.
İşte bu şekilde çocukluktan gelen çözümleme isteği farklı hayallere dönüşmüştü.Alp'in şu an en büyük gayesi bir makinenin tasarımını yapıp, oluşum aşamasına şahit olmaktı.Hatta bununla ilgili geleceğe yönelik çok farklı düşünceleri ve kullanmak istediği buluşları vardı.
Bu konuda her zaman onun arkasında olmuştum.Benim kardeşim bir şeyi başarmak istiyorsa, yapardı.Ona olan güvenimi hiç bir koşulda yitirmezdim.Daima arkasında olup, desteğimi sürdürecektim.
Odamda oturmuş tabletime gönderilen yıl sonu bütçelerini inceliyordum.Az önce getirilen türk kahvesinden bir yudum alıp, yukarıya doğru kaydırarak notlara göz gezdirmeye devam ettim.
Biraz sonra masadaki telefonumun titrediğini hissettim.Tableti kenara koyup telefonumu elime aldığımda eren'in öğretmeninin aradığını gördüm.Şu anda öğle arasıydı çıkış saati falan değildi.Neden arıyor olabilir ki diye düşünürken daha fazla beklemeden telefonu açtım.
Karşıdan gelen endişeli sesi duyduğum an sandalyede doğruldum.Duyduklarım karşısında kaskatı kesilmiştim.Elimi alnıma götürüp sıvazladım.Şu an sakin olmam gerekiyordu.Benden cevap bekleyen kadına hemen geleceğimi söyleyip telefonu kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EREN:PEŞİMDEKİ KORKULUK
Teen Fiction"Herkes gibi olmaya çalışmak bu hayattaki en acımasız kabullenişti belkide. Farklı doğmak ve yaşamak zorunda olmak herkes için aynı şartları taşımazdı.Onlar gibi konuşamamak , onlar gibi davranmamak,onlar gibi sevmemek yadırganırdı.Çünkü acımasız bi...